..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




21 Ağustos 2019
Nasıl Yaşar ve Neden Ölürüz 21  
Bayram Kaya
Elinizi birbirine sürttüğünüzde hareket enerjisi ısı enerjisine dönüşürken avcunuz canınız yanacak denli ısınır. Hareket enerjisi avuçların sürtünmesi yani firen etkisi nedenle ters yönde ısı enerjisine dönüşmekle hareket enerjisinde enerji kayıpları ve enerji azalmaları yaşanır.


:FIG:
İşlev durumlar hayatın ayak sesleriydi. İşlev durumların başında zıtlıklar gelir. Yani işlev durumların başında tersine süreçler gelir.

Tersine süreçler birbirini belirleyen, birbirini durduran birbirine eğim olan birbirini azaltan etkilerin yanı sıra aynı etkiler birbirine eklenip birbirini devam ettiren, birbiri üzerine modüle olup bilgi taşıyıcı salınımlı olan süreçler ters süreçlerin belirme ve yansıma bağıntı özellikleriydi.

İşlev durumlar olmasaydı hayatın ne ayak sesleri duyulurdu ne de ayak seslerini duyacağımız olası hayat sal durumla olmayacağımızdan, haliyle şimdiki hayattan haberimiz de hiç olmazdı.

Hayat tahmini üç milyar iki yüz milyon yıl önceye dek götürülmektedir. Daha ilerisi de çok kuvvetlidir. Bizler şunun şurasında iki milyon yıldan bu yana primat olarak daha belirgindir. 300 000 bin yıldır da insanımsılar denen ön primatlar grubu içinde yer almaktayız.

Yaklaşık otuz bin yıl kadar önce homo sapienslere de biyolojik katkılı özellik veren neandertallerin ortadan kalkmasıyla homo sapiensler yer yüzüne hâkim olmaya kendilerinin kendilerine tehdit olmalarını saymazsak rahat rahat kendi kültürlerini inşa etmeye başladılar.

Homo sapienslere ait kültürü yakla şıklıkla günümüzden 15 000 yıl öncesinden beri daha belirgince izler olduk. Bunun nedeni kolektif yapının kişi birim zamanı, kolektif birim zamanlı kılmasıydı.

Bu şu demekti. Sizin dışınızda sizden sizin istek ve sizin bilincinizden bağımsız ama size de yansımakla siz de kolektifin imge ve imajlarına dönüşen bir kolektif zaman, kolektif bilinç, kolektif hafıza, kolektif güç ve kolektif depolu zekâ zamanın olması demekti.

Soru şu eğer şimdiki biz hayat isek, üç milyar iki yüz milyon yıl önceki neydi? Yok eğer üç milyar iki yüz milyon yıl öncekiler hayatsa, biz neyiz?

Demek ki hayat nedir ya da hangisi hayattır sorusuna yanıt vermek olanaksızdır. Hayat başlangıcından günümüze ve geleceğe doğru olup bitenlerle birlikte olup bitecek olandır.

Sizin gel git yapmanız ile (zıtlaşmalarınız ile) evrensel olanın zıtları aynı temel üzerinde bambaşka şeylerdir. Gel olanın zıttı, git olmaktır. Gönderilenin zıttı, geri çağırmanızdır. Soru olanın zıttı yanıttır veya dönüttür.

Gel olmak dünyaya evrene meydana özel bağıntı içinde çağrılan bir salınım belirmesi ise git olan da diğer yönden evrene diğer türlü çağrılıp, belirmenin ve diğerine (zıddına) boşluk doluluk olucu belirici oluşun beliren bağıntı şeklidir.

Aksi halde beliremezsiniz. Boşluk doluluk zaten bir zıtlıktır, pozitif olarak dolup beliriyorsanız negatif olarak boşalıp yok oluyorsunuz başka türlü beliriyorsunuz.

Yani süreci durduran ya da süreci devam ettiren, sürece katılan vs. etkilerle belirmeniz teorik olarak negatif oluşun yokluğu gibi bir davranıştır.

Az önce bağırıp çağıran korkutup sindiren kişi bir az sonra korkutup bağırıp çağırdığı kişiyi bağrına basıp şefkatle okşar ve korurken o bağırıp çağıran kişilik ruh hali enerji tipinden eser kalmamıştır.

Halbuki bağırıp çağıran korkutan kişi ile müşfik olan kişi aynı kişidir. Az önceki tınısı yükselen öfke şiddet; diğer zıt yönden de azalan, basıncı düşen, yerinde boşalan alan bırakan şefkat ve merhamet gibi alçak basınçlı durum üzerine doğru hareket ederken yüksek olandan enerji düşümü ve enerji dönüşümü yaşanır.

Yüksek basınç (öfke-şiddet) azalan merhamet karşısında yokuşun aşağı olmasındaki alan etkisi gibi davranacaktır.

Yüksek basınç olan öfke korkutma azalan yönde hareket eden şefkati, merhameti sakinliği, sükûneti sönümlenmeden devam ettirme, artırma yönünde davranmakla bu geliş te şiddetten eser kalmaz olacaktır.

Elinizi birbirine sürttüğünüzde hareket enerjisi ısı enerjisine dönüşürken avcunuz canınız yanacak denli ısınır. Hareket enerjisi avuçların sürtünmesi yani firen etkisi nedenle ters yönde ısı enerjisine dönüşmekle hareket enerjisinde enerji kayıpları ve enerji azalmaları yaşanır.

Halbuki kayıpları ve azalması yaşanan hareket enerjisindeki kayıplar kadar enerji ısı enerjisine dönüşmüştür. Azalan sakinlik süt limanlık git (doluluk) olan öfke patlamasına bir tür firen etkisi koymakla gel olan (boşluk olan) firen etkisi kadar öfke patlamasındaki enerji kaybı ısıya dönüşür.

Öfkeyi devam ettiren süreçle boşalan boşluk ısıyla dolar. Nasıl boşluk doluluk ya da git olan gel olan iniş aşağı olan yokuş yukarı olan birbirinin ters alan dönüşme yüzü olmakla vs. ölmez yok olmaz ise hayatta ölmez. Hayat süreklidir. Sona eren şey, kişi ile olan kişisi hayat, kişisi canlılıktır. Hayat tekil bireylerde canlılık ve canlanmadır. Aktivite ve faaliyettir. Kendi ile ters durumlar nedenle her anı farklı olan özdeşliktir.

Hayat ta bu kurallar çerçevesinde git gel olan boşluk doluluk ya da iniş aşağı yokuş yukarı olan enerji düzen durumlarıdır.

Ama burada dönüşüm skaler salınımlar üzerine olan durum salt mekanik durum olmayıp; yeknesak olmayan organize oluşlar bağıntılı özel bağıntı durumlar modüle si olan belirmeler hayattır. Modüle oluş, salınımlar üzerindeki çeşitliliğin kişi dışındaki hayat sal gen aktarıcısıdırlar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Sistem 15
Bağ Enerjisi 1

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.