..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > İnternet > Bayram Kaya




2 Temmuz 2019
Kurtuluşun Felsefesi 161  
Bayram Kaya
Bu tarz egemenlikler eğriliği önceden gözetmekle, eğrilmeyi doğrultucu bir berhava oluşun ikna tarzıdırlar. Üreten toplumun yağmalanmasını ve sınıf çatışmasını doğrudan doğruya destekleyen bir ezilmeden yanallıkla güçlüden, zenginden yanallıktır.


:FIC:
Özgecilik, irade ve totem otoriteye karşı kolektif grup egemenliği örtünme simgesi altında mana edilmişti. Örtünme o aşamadaki o grupların sentezi veren kişilerin özgecil bir simgeyle alameti farikasıydı. Oysa köleci sistemdeki örtünme özgecil olmayıp, egemenliği, iradeyi efendiye ya da mülk sahibine teslim etmenin sınıfsal karakteriyle El in iradesiydi.

El in iradesi zenginliği ve fakirliği ortaya koyucu rızk vermenin iradesi olması nedenle egemenlik El in örtünün deme iradesi içinde bu türden karşıtlaşmanın ve sınıfsal oluşun bencil ve kibir abidesi olmanın alameti farikasıydı. Örtünme köleci sistemde sınıfsal kimliğin ve örtünme tipine göre muamele görmenin deşifresiydi.

Bu türden köleci inanç ve kaygılarıyla örtünme ve giyinme; soğuktan korunmanın, çıplaklığı örtmenin çok çok dışında var olan bir tutumdu. Bu tür mana verici giyinmeler ön ittifaklardan beri önce kurumsal, sonrada sömürgeci bir sınıfsal tutumun simgesi olan anlatımlarına dönüşmüştü.

Ön ittifaklar birleşmesini veren tapınak seremonileri içindeki sağ omuzu açık giyinmek. Sol omuzu açık giyinmek, başı örtme, baş açma biçimi ile giysi rengi vs. ilah aitliğini veren bir totemi simgecilikti.

Köleci sistemle birlikte örtünme ister istemez egemence El ideolojisiydi. Örtünme kişinin çıplaklığını giydirmeydi de. Bununla beraber örtünmenin sınıfsal statülü anlam olması ile sosyal mantığın gerekçesini taşıyordu. Egemeni mana taşıyordu. Oysa örtünme her iki anlamı ile içi içe birbirine girmiş olmanın kör dövüşü olmasından çok çok, münezzehti.

Özelleştirmeci ve köleci sistemde örtünme ahdi; kapalı giyinen efendi ile açık giyinen kölenin birbirine benzememe ilkesiydi. Onlara benzemeyin diyordu El.

Monarşin yapı içinde El in o ya da onlar dediği aslında mülk sahibi efendilerdi. Köle; düşünce tarzı ile sahiplik tarzı ile konuşma tarzı ile yaşam tarzı ile giyim tarzı ile kısaca köle; beylere beyefendilere yaraşır tarzlar ile efendisi ile yarışmayacaktı. Efendi ile köle arasında hiçbir benzerlik ve ortaklık olamazdı. Kölenin efendisine yaşam tarzı olarak benzerlik taslaması efendiye ortak koşmak olup şirkti.

Monarşin öğreti onlara benzemeyin söylemi ile kendi içinden çevreye doğru ya da yakından uzağa doğru gitmekle komşu monarşin grupların inancına, adetine, töresine, giyinişine vs. benzememeyi de içeriyordu.

Örtünme, efendinin kölesi ile hiçbir ortak yan taşır olmamasının da ifadesiydi. Giyim yaşam tarzı, saray da yaşama gibi süreçler efendi ile kölelerin birbirinden ayırt edilmesinin, ilkesiydi. Bunlar kölenin efendisine benzememe, ritüeliydi. Kölenin efendisine özenmeme iman ahdi olmanın bir ritüeldi.

Örtünme de özleşen söylem, kölenin efendisi gibi olmama seremonisi olmanın ritüel ve stratejisiydi. Örtünme, artık El e ve onun ideolojisine biatin ürünüdür. İnsanlar bu tarz simgesel oluş dışında hiçbir zaman çıplaklığı, üşümeyi giydirmeyi tartışmamışlardır.

Örtünme egemenlik kavgasıydı. Kadına kocası (baal'i) örtün diyordu. El örtün diyordu. Örtünmeyi salt çıplaklığı giydirme, utanma ya da hicap duygusu olarak görür ve gösterirseniz; tarihi olanı ve bilgiyi karartırsınız.

Kimse size niye çıplak gelmediniz demiyor. Hicapla örtünmenin, hicapla çıplaklığı giydirmenin, üreten toplum ilişkili egemenlikle hiçbir alakası yoktur. Bunların kör dövüşü yapılması dışında tartışması da yoktur.

Rivayet odur ki hicap nedenle örtünen bir kölenin örtüsünü çekip alan Hz. Ömer; "sen onlara benzeme. Sen efendin gibi olamazsın. Sen kölesin", der. O dönemde, o alandaki köleler yarı çıplaktı. Henüz tüm giyinmiş değillerdi.

Bilinçsizce ve belli biçimle El ahdînden kaynaklı imanlarının gereği oluş ile örtündüğünü söyleyenler, farkında olmadan ve bilmeden tarihsel bir egemenlik sürecini, alakasız konular üzerinde yeniden hortlatmaktadırlar.

Örtünme sınıfsal oluşu belirleyen El in iradesi olmakla El in egemenliğini tanıma illüzyonu içindeki koşullanmışlığınız ele verip; bu biat El in sizi kontrol imlecidir. Ezen ve ezilen ikilemi içinde El den yanaşlıkla, kendi köleliğini, kendi ezberlediği kölelik ahdini savunmaktır.

Egemenlik kolektif birim zamanlı kolektif üretim gücünden gelen kolektif bir muktedirlikti. El üretmediği halde kolektif oluşu içeren güce mülk benim diyordu. Bu söylemi süreçle El bir süre kurbağayı ısıtacağı sıcaklığa kadar iyice yumuşatıyordu.

El, kolektifin olana mülk benim demesinin ardından geçen uzun bir zaman sonrasında mülkün El e ait olması karşısında oluşan tepkiler özgeciliğe karşı kişisi bencilliğin hortlamasıyla kırılıyordu.

Kişisel bencilliği içselleştirme süreci karşısında El, bu kes de ben mülkü dilediğime dilediğim kadar verdim. Dilediğime de nasipten kıstım diyecekti. Mülkün sahipliği karşısında ele geçen kudretin hüccetinden kararan göz ve dimağlar birinci söylemin sindirilmesinden sonra ikinciyi kolaylıkla ve pek çabuk kabul ediyordu.

Adeta telkine çok açıktılar. Ateşe koşan pervaneler gibi El in söylemine sıkı sıkıya sarılıyorlardı. Yani sahipli egemenlik El in olunca üretim de üretileni mal mülk olarak vermek te, ürünleri paylaştırmak ta El in keyfi egemenlik hakkı ve takdir hakkı olmuştu.

Bu tarz egemenlikler eğriliği önceden gözetmekle, eğrilmeyi doğrultucu bir berhava oluşun ikna tarzıdırlar. Üreten toplumun yağmalanmasını ve sınıf çatışmasını doğrudan doğruya destekleyen bir ezilmeden yanallıkla güçlüden, zenginden yanallıktır.

Avret yerlerini örtmek kaydıyla kölelerin giyimi açık saçıktı. Deve üzerindeki bir kişi, açık veya kapalı giyinmesi nedenle kendisini ve sınıfını ele veriyordu. Efendi ve köle mülk sahipliği kadardan daha fazlasını da giyim tarzından ötürü, kimliği ile birbirinden ayırılmıştı.

Günümüz koşullarında Fransız Devriminden sonra insanlığın (mahşerin) vicdanında kölecilik meşruiyet bulmamıştı. Kölecilik değilse de köleciliği belirten giyim kuşam gibi, köleye en vurma, damga vurma gibi, köleyi alıp satma gibi alametler ortadan kaldırılmıştı. Bunlar yasak ve suç sayılmıştı.

Kölelik yön değiştirmişti. Son çözümlemede kölelik günümüzde ücretli kölelik olmakla ortaya konmuştu. İşte günümüzdeki örtünme bir ucu nane bir ucu imame olmanın gizemiyle El ahdi içindeki köleci sistemli mantığının bir ahit, inancıydı.

Örtünme El ile ahit inancı olma adı altında köleciliği kocaya itaati ve bu şartlı öğrenme paralelinde El e itaati ve El in keyfi egemenliğini tanıma oluşun şimdiki dolambaçlı ve güncel versiyonuydu. Şimdilerde hakimiyeti milliye demek yerine; Hakimiyete, "El hakimindir" denmekle belirtiliyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İnternet kümesinde bulunan diğer yazıları...
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 16

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.