En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
Bizler eleştiri yaparken neden her zaman kötü olanları eleştiriyoruz? Değerli okurlarım, eleştiri yapıyoruz yapmasına ama her zaman ,her yerde hep kötü yönleri görmekten ileri gidemiyoruz. Bir de şunu yapıyoruz; eleştirirken, yapılanların ne iyiliğine dikkat ediyoruz ne de kötülüğüne. Boş atıp dolu tutma gayretine giriyoruz, sonra da diyoruz ki ‘ Biz eleştiri yaptık.’ Ama boş atıp dolu tutmaya çalışmak eleştiri yapmak anlamına gelmez ,bunun adına gevezelik denir. Aslında bu iş öyle kolay değil.Her zaman, her yerde hep kötülükleri eleştirirsek işlere tek taraflı bakmış oluruz. Hayır, bizler eleştiriyi yapalım ama tek bir yönü ile değil.İyi yönlerini de eleştirelim, yapılan her ne olursa. Eleştiriler tek taraflı yapılıyorsa eleştiri yapmak anlamsız olur. Bir şeyi sadece olumsuz yönü ile değil olumlu yönleri ile de eleştirmeliyiz. Eleştirmeliyiz ki bu olumlu gördüğümüz yönü daha iyi bir duruma gelsin ve bizim de eleştiri yapmamızın bir manası olsun. Bir şeyin sadece görmemiz gereken yönünü görürsek o eleştiri olmaktan çıkar , yalnızca açık artırmaya sunulan bir heykel yahut bir tablo misali insanların karşısında beklemeye başlar. Ne boş gevezeliklere meydan verelim ne de yapılanların açık artırmaya sunulan resim yahut da heykel misali beklemesine müsaade edelim. Ben şahsen her zaman yazılarımı siz değerli okurlarım tarafından iyisi ile kötüsü ile eleştiriye açtım .Fakat hiçbir şey göremiyorum. Beni sadece kardeşim eleştiriyor ve bozuk plak misali aynı şeyleri tekrar ediyor.Diyor ki : ‘Her yazında aynı şeyleri tekrar etmişsin.’ Bende şu cevabı veriyorum:’ Ben onu yazıp insanların karşısına çıkarma cesaretinde bulunmuşum, sen de bir şeyler yapsan da bizler de senin bir şey yaptığını görsek.’ Yani demek istediğim şudur değerli okurlarım; her zaman aynı şeyleri duymak eleştirilmek değildir. Ben diyorum ki benim şiirlerimi de denemelerimi de iyisi ile kötüsü ile eleştirin. Ben de ona göre bir çizgi belirleyeyim ve çizgimi genişleteyim. Ama aynı kelimeleri, aynı cümleleri yazmayın diyorum değerli okurlarım .Ben iyisi ile kötüsü ile sizin eleştirilerinizle var olacağıma inanıyorum. Şunu da söylüyorum okurlarıma ve beni tanıyan arkadaşlarıma, bu görme engelli kötü olsa da iyi deyip de onu sevindirelim, kalbi kırılmasın, demeyin .Engelli olduğumu düşünüp de iyi olduğunu söylerseniz asıl kötülüğü bana o zaman sizler yapmış olursunuz. Bir engelliye acıyarak bakmayın. Asıl düşünmeniz gereken engelliye acımak değil , engellinin önündeki engellerin basamak olmasını sağlamaktır.Bu söylediğim şeyi yapmazsanız engellinin önüne bir engel de sizler koyarsanız. Engellileri bir gemi misali karaya oturtmuş olursunuz. Her ne ise , bizler eleştiri yapma konusunda her daim iki yönlü davranmakta muvaffakiyet gösterelim. Sadece kötü olanı eleştirmeyelim, gözümüzün önünde sadece kötü yönleri bulunmasın yapılanların. Bana bir arkadaşım şöyle söylemişti:’ Yazıların ne iyi ne de kötü ,yazıların orta dereceli .Geliştirirsin, daha iyi bir hal alır yazıların.’Yalnız bir yazarın deneme kitaplarını tavsiye etti ve ben de o yazarın iki tane kitabını buldum ve okudum. Gerçekten de arkadaşımın söylediğinde haklı olduğunu gördüm .Yazarın kitaplarındaki akıcılığı gördüm. Ben herkesin o arkadaşım gibi olmasını bekliyorum. Eleştiri yapma konusunda ne görüyorsa onu söylemesi lazım. Yazımın başlarında söylediğim gibi, bizler tek tarafı ile görerek eleştiri yapmaya çalışıyoruz ama bu konuda başarı oranımızın yüksek olduğu söylenemez. Bana hep şu söyleniyor, her zaman senin doğruların doğru, karşındakilerin doğrularını görmezden geliyorsun. Ama o iş göründüğü gibi değil, ben kendi doğrularımı doğru olarak görüp karşımdakilerin doğrularını görmezden gelmiş olsam, yukarıda bahsettiğim arkadaşımı hiçe sayardım ve bu boş konuşuyor demekte bir an olsun tereddüt etmezdim. Ben yazdığım şiirlerde hep aşk , arkadaşlık, mevsimleri yazdım. Kısacası yelpazemi fazla geniş tutmadım zamanında. Değerli bir mesai arkadaşıma sordum ve benim yapmam gereken yazarlık mı şairlik mi diye. Bana düşünmeden verdiği cevap şu oldu:’ Yazarlık yap.’ O arkadaşım benim şiirlerime de eleştiriler yaptı ve önümü görmemi sağladı. Bizler her zaman yazılan senaryolar, oynanan filmler , diziler, çizilen resimler kendi istediğimiz şekilde olmadı diyerek kötülüklerini eleştiriyoruz. Ama düşünmek bile istemiyoruz, eleştiri yapmanın sadece kendi istediğimiz şekilde yürüsün gitsin hayat diye yapılmaması gerektiğini. Beni yürekten eleştiren arkadaşlarıma ,siz değerli okurlarıma saygılar sunuyorum. Diyorum ki eleştiriyi her zaman istediğimiz şekle girsin yapılanlar diye yapmayın ve yapılana saygıda kusur etmeyin. Yapılan her ne olursa olsun onu kötü görmek için değil de gerçekten olması gerektiği gibi görmek için eleştirin. Bir de şu ayrıntıyı gözden kaçırmamaya gayret edin; yaptığınız eleştiriyi saygı çerçevesinde yapmaya özen gösterin. Bu bahsettiğim çizgi aşılırsa bu yapmış olduğunuz eleştiri değil, düpedüz saygısızlık olur. İnsanların kapıları eleştiriye açık olmazsa bizler yaptığımız eleştirilerin boşa olduğunu fark ederiz. Bir nevi boşa konuşmuş oluruz. Bir yerde de hem vaktimizi hem de düşüncelerimizi israf etmiş oluruz. Son olarak şununla bitirmek istiyorum yazımı değerli okurlarım: Bizler karşımızdakine anlayacağı dilden konuşalım, ona karşı saygımızı yitirmeyelim. Karşımızdakinin de bizim için yapmış olduğu eleştirileri hiçbir zaman göz ardı etmeyelim. Her zaman her yerde birbirimize karşı saygı çerçevesinde kalalım. Kendimiz eleştirebildiğimiz gibi karşı eleştirilere de açık kalalım. Bizi eleştirenleri dikkate alalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |