..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




18 Ekim 2017
Sistem İşszliği Gösterip Sizi Sömürüye Razı Ediyordu 3  
Bayram Kaya
El yasası ve dinler ile birlikte bir anlayış doğmuştu. Bu anlayış köleci sistemdi. Köleci sistem illüzyonlu olan çevriminin ekseniydi. Bu mana anlayışına göre kimi kişiler ana karnına düşmeden önce El tarafından verilen rızklara sahiptiler.


:GBC:
Bu nedenle kişinin sağlaması kişi dışındaki alan içinde, kişilere yetecek kadarla grup hareketi olup başlar. Sağlama grup hareketini karşılar düzeyde olukla, sınırlı-sonlu olmak zorundadır.

Gruba bağlılık böylesi bir zorunlulukla ortaya konmuştur. Ve hiçbir zaman da anaya babaya bağlılık değildir. Böyle bir bağlılık bu aşamada olası değildir. Oysa anaya babaya bağlılık gruba bağlılığın sömürü ilişkisine çevrilmesi ile ortaya çıkmıştı. Gruba bağlılık; grubun kalıtımı olan grup miraslı aktarımın yerine; anaya babaya bağlı kalıtımla miras aktarımına dönmüştü.

Bu nedenle kimi kişilerin mal sahipliği olan sömürü ve köleci ilişki; gruba bağlılığın zorunluluğunu anaya babaya olukla ortaya koymuştu.

Anaya babaya bağlılık zenginlik ve fakirliğin miras edilmesi üzerinde “gruba bağlılık zorunluluğu” olukla ortaya çıkıyordu. Gruba bağlılık sizin dışınızda bir zorunluluktu.

Oysa zenginlik fakirlik sizin dışınızda olan bir nedenle değildir. Sizin egoist bencillikle görüleni görmezden gelen hileci oluşunuzdan kaynaklıydı. Bu zaafla zenginlik fakirlik gibi mal mülk sahiplikleri ortaya konmasaydı; mal mülk sahipliği üzerinde anaya babaya bağlılık ta ortaya konamazdı.

Döl verme sizin tercihiniz olan bir belirme olmamakla zorunluluktu. Oysa grubun bağ garantisi kişi üzerinde kalkmakla; kişi dölünü sigorta garantisi gibi de görmeye başladı. Sizin dışınızdaki bir nedenle yaşam tür üzerinde akar. Siz değil; tür çoğalır. Siz değil tür ürer.

Tür ürerken üreme ve çoğalma sizin üzerinizde parçalı kesikli sürekli üreme çoğalma durumu olur. Siz kısır olsanız da üreme çoğalma sizin çevrenizde dolanarak diğer kişiler üzerinde akmanın zorunluluğu ile işler.

Grubun sakatı, grubun güçsüzü, hastası-yaşlısı ya da acizleri, bebek çocuk bireyleri; gruba bağlılık olan özveri üzerindeki grubu; grup üzerinde hayatı ya da nesli sürdürecek olanlar olmakla zorunlu olukla sağlaması karşılananlardır.

Bunu bir paragraf açayım. Hayat, ya da üreme veya çoğalma, nesli sürdürme; her zaman güçlü üzerinde akmaz. Cengâver olan savunma taktiklerini bilmekle, kendisini savunamayan bir güçsüze göre hayatta kalıp; türe döl verecek olması, çok olasıdır.

Bu böyle olduğu halde cengâverin de sürekli tehdide karşı savaşa gider olmasıyla cengâverin ölüp; âcizin hayatta kalacağı da çok açıktır. Bu da cengâver olanın döl tutturmadan ölmesinin de pek çok yüksek olmasıdır.

Savaşa giden güçlünün üremeden, çoğalmadan ölme olasılığı hep vardır. O vakit gruba bağlılık geride kalan güçsüzlerin, acizlerin ve sakatların dişisi erkeği üzerinde akacaktır. Bu nedenle sizin dışınızdaki bu zorunlulukla “gruba bağlılık güçsüzlerin acizlerin de sağlanmasını karşılar”. Bu sizin kendi bilinciniz ve iradeniz dışında olan bir olaydır.

Eş deyişle gruba bağlılık özverisi; grup ortamlı “sağlatan ya da üreten alan içinde”; “grubuna bağ enerjisi” harcar. Grubun harcadığı bağ enerjisi; “ortam alanı içinde sağlatma yapan ya da üretme yapan ilişkilerden” alınır. Bu nedenle kişi sağlaması ve kişinin üretmesi her zaman tüketeceğinde kesirli sayı kadar fazladır.

Yani sağlatma hareketi gibi üretim hareketi de hem parçalı olaylar kolektif ligidir. Hem de tam da bu nedenle kendi tüketiminizin küsurlu sayı kadar biraz fazlasını sağlama ve üretme yapmanın hareketidir.

“Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar!” der insan hakları beyannamesi.

Elinizde içten yanmalı piston devinmesiyle ya da sıcak iyon devinmesi ile doğmuyorsanız; özgür değilsinizdir. Özgür doğmuyordunuz. Özgür doğamazdınız da. Özgürlük doğuma ilişkin söylenmiş yansıma bir kavram değildir.

Özgürlük, üretim ilişkisi içinde kolektif üretime endeksli bir kullanımla ortaya çıkmıştır. Bizler kolektif üretim sahipliği bilincimizi tu kaka edip kaybetmekle; özgürlüğümüzü de yitirdiğimizin ancak farkına vardık.

Üretim ilişkisi zorunlu oluşun bilinci olmakla; bu zorunluluğun özgürce kullanımıydı. Sesimizi duyuramadığımız yere, android telefonla ses iletiyorduk. Bir civcivin doğada yetişmesini beklemek yerine, kuluçka makinalarında istediğimiz kadarla istediğimiz zaman üretiyorduk bu zorunluluğun bilinciyle.

Bu özgürleşmeyi başaran, kolektif bilinçti. Şimdiki kişi sahipli durum zorunlu olan kolektif bilinç ve kolektif üretime bağlı oluşun özel bağıntısı içinde genel yararlı bir amaç değil bir araçtır, tali bir akışa bir yol bir yöntem olmasıdır. Yani özgürlük kolektif geri bağlanımdan kaynaklı, kolektif zorunluluktu.

Değilse üretim hareketi içinde olmadıkla ve zorunluluğun bilinci olmaz ile ne doğmadan öncenize özgürlük denebilirdi. Ne de doğumunuza özgürlük denir. Özgürlük; vakti gelmiş, bilincine varılmış zorunlulukla insan olmanın süreciydi. İnsan da üreten ilişkinin biyo-kültürel sentezi ile bir sentez karşılıkları içinde olan bir üretim ilişkisidir.

El yasası ve dinler ile birlikte bir anlayış doğmuştu. Bu anlayış köleci sistemdi. Köleci sistem illüzyonlu olan çevriminin ekseniydi. Bu mana anlayışına göre kimi kişiler ana karnına düşmeden önce El tarafından verilen rızklara sahiptiler.

El tarafından verilen rızk sahibi kişiler; bu mal mülk sahiplikleri üzerinde eylemli ve iradiydi. Kutlu kişi kendi mal mülk sahipliğini; “sahipliği olmayanlara işsizlik olmakla gösterdi”. Böylece malsız mülksüz emekçi üreticilerin işsizliği kişiyi; köleliğe ve sömürüye razı ediyordu. Hani ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek gibi bir şeydi.

Söyleminizi doğru ve meşru kılmak için devamlı hatırlamalısınız. Neyi? Devamlı geri bağlanım bilmesi içinde olukla tarihsel diyalektiğin dilini hatırlar ve söyler olmak zorundasınız. Geri bağlanımıyla olmayan söylemler geri bağlanım üzerine modüle olan verimlilik te olmayan enfeksiyonlardır.

Bir organizmanın kendi içine, dıştan enerji girmek zorundaydı. Enerji çevrede bulunan yiyecek, içeceklerde sağlanıyordu. Çevrede edinilen yiyecek ve içecekler bilinçli kişi emekleri içinde üretilmesiyle genel süreç avcılık toplayıcılık olmaktan çıktı, üretilir olmakla; üretim oldu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.