Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Toplumsal bağ ve toplumsal devinimli güç enerjisi, hem sizin sektöre emek gücünüz nedenle; hem de sizin dışınızdaki tüm sektörlere katılan en az parça durum emekleriniz nedeniyle; her sektöre sahiplik hakkınız vardır. Hem de tüm sektörler sizin dışınızda da birçok olukla en az emek katılımları, olmakla her sektör üretimi sizim tam sahiplik hakkınız değildirler. Zaten bütün oyunlar da burada oynanır. Görülüyor ki buradaki tüm sihir ve dönüşüm toplumsal bağ enerjisi olan toplumsal ve tüzeli katılımdır. Bu bağsan süreç, emek gücünüzden ötürü hakkınız olandır. Yansılıdır. Sizden toplumsal güç merkezine doğrudur. Toplumsal güç merkezinde gerisin geri döner. Bu yansıması içinde değişip, dönüşen her bir sektöre ait emekler gücü toplumsal bağ enerjisi nedenle tersten etki olur. Toplumsal bağ enerjili çevrimle kesikli sürekli olup dönüşen ve tersten etki olan sektöre emekler gücü ile sağlık eğitim ve türlü durumlu hizmet ve kullanımlara dönüşüp yönü tekrar size (sektöre) doğru olmaktadır. Emek gücü ilk oluşumdan itibaren sektöre (totem grup meslekli) bağıntılı bir karakter olmasıyla o sektöre bağ içinde başka kişi emekler gücünün de katılım bağı olmaktadırlar. O sektör tekil kişi emek gücü üzerinde de yürüse; yapı kolektif miraslı tarihi bir diyalektik salınım olmakla bu süreç böyledir. Bunlar başlangıç referans koşullarıdır. Başlangıç koşulları, ilerdeki olur süreçlerin de en temel durumla katılımcısıdırlar. Sizin genetik durumlu başlangıç koşullarınızın da, gelecekte; sizin durumunuz olması gibidir. Bu nedenle toplumsal bağ enerjili durum, tümden sizin hakkınız olmaz. Bundan dolayı; ortaya konan girişme içindeki katılımlar; bağıntılı birçok süreçlerle olur. Bağıntılı olan bu toplum sal sürecin bir kısmı içinde de sizin ve sizin sektör gibi onlarca sektörün ve kişilerin tersten etkili emek gücü katkı bağıntısı vardır. Tersten etkiyle katılım olup enerji dönüşmesi olan sektörler arası emek gücü sürecinin her biri bir ters emek gücüne der ki; sen uçak yapmaya, tren yapmaya sağlık sektörü vs. oluşturmaya emek gücü harca” demekle kendisi harcanan bu tersten emek güçlerine dönüşür. Bu süreç ittifaktır. Taahhüttür (yükümdür). Zorunludur. Toplumsal bağ enerjisinin bilincidir. Sizden ve sizin bilincinizin dışındadır. Toplumsal bağ enerjisi nedenle her biri bir hem sizin mutlak bir parça başı sahipliğinizdirler. Hem de yatırımcı da olsanız ki inşa başlangıcı içinde sektörlerin her biri her birine bir karşılık olurla kendileri yatırımcılık olmasıyla sizin mutlak bir bütünsel sahipliğinizin olamamasıdır. Bu katılımlarla toplumsal süreci, denge içinde kılan bir sektörler sekans hareketlerine çevirmiştir. Şu halde uçak üreten sektörün, somun üreten sektörün boynunda boza pişirmesi nedendi? Ya da yazılım üreten sektörün temel sektörlere bıyık bükmesi nedendi. Elbette her biri her bir önemledir. Ama temel sektörler olmadan toplum bazlı üretilen yazılım sektörünün olması da olanaksızdır. Üstüne üstlük uçak üreten sektör; toplumsal inşanın temel genetik yapısı, değildir. Aksine uçak üretimi, yazılım sektörü gibi sektörler; ilk toplumsal genetik yapılı inşanın üzerinde ittifak yapmanın toplumu ortaya koymanın birleştirici durumu oluruyla ana süreç salınımı içinde uçak üretimi yoktur. Uçak üretimi insanın tekil gerçekliği dışında olmakla; ancak ve ancak toplumsal bağ enerjisinin üzerine eklemle toplumsal bağ enerjisinin yeni ufuklar açması içinde insanın yepyeni bir insan olma yeteneğine dönüşmesidir. Uçak yapımı toplumsal bağ enerjisinin ana oluşanı ve ana oluşturanı değildir. Ana oluşturanlar toplumsal bağ enerjisinden önce olan eylemliklerdir. Bunların sentezi toplumsal bağ enerjisidir. İttifakı bağ enerjisinden önce ne uçak ne yazılım eylemliliği ve gerektirmesi olmamakla toplumsal bazlı bağ enerjisinin çekirdeği içinde bunlar yoktur. Bunlar ancak toplumsal alanlı çeper (sitoplazma) içinde bir işlev durum olmanın organel oluşuyla vardırlar. Tabii ki gelişme sürecinin bağıntısı içinde de vaz geçilmez önemdedirler. Kısaca toplumsal hareketlin dışında ne kundura ne uçak üretim yoktur. Toplumsal yapılı üreten gücün de, olmazsa olmazı; geçmişin ve şimdinin de, inşacısı olan nüve hareketi dediğimiz başlangıç koşulları süreçleriyle her biri bir, kolektif gücün payıdır. Burada kâr, zarar, yatırım, arz talep gibi toplumsal bağ enerjisinin üstü olur sahiplik illüzyonlu durumlar yoktur. Kredi de olsa, finans ya da yatırımcı da olsa; hepsi toplumsal güçtür. Toplumsal bağ enerjisi sahipliği illüzyonudur. Toplumsal bağ enerjisi sahipliği ne başlangıçta ne ileride kişi sahipliği olmamakla; toplum sahipliği olucu katılımlar iradeli sahipliktir. Bunların oluşturulmasına harcanan genetik kod aktarımlı ortak müktesebatı birikimler olmakla bunlar genel yarar karakterli, parça kullanımlı; kolektif mirasa denk olan ölü emeklerdir. Önemli olan bunlar ile illüzyon yapılan efendi yararının değil de genel yararın ortaya konmasıdır. İlk koşulları içinde sağlatım olan sosyal bağ enerjisi aşılmıştı. Aşılan sosyal bağ enerjisi sağlamasını doğada bulmak, toplamak, avlamak yerine kendi üretimi üzerinde sağlama yapmakla bu süreç üreten toplumsal bağ enerjisinin sağlatmasına dönüşmüştü. Toplumsa bağ enerjili entegre durumlar içinde karmaşan ve kaos olan süreç enerjisi; sürekli değişen gelişen üretim koşulları nedeniyle sahiplik pay değişimlerini de kontrol etmiştir. Böyle olunca toplumsal üretim koşulları yeniden ve yeniden sürekli bir yeni düzenlenin içinde sahip oluşu da düzenlenin etmenin de süreciydi. Sosyo toplumsa düzenlemede üretim; emek gücü üzerinde başkası için üretmek olmakla; başkası için yaptığınız emek gücü sizin kumaş dokumanızmış gibi başka bir enerji türüne dönüşmekle, geri size dönmektedir. Mısır olmakla sizin tarafınızda (sektörlünüzde) üretilen ve kundura oluşla geri size dönüşü yapan bu enerji biçimi de hiç kimsenin sahipliği olmayan; toplumsal bağ enerjisiydi. El işte bu toplumsal bağ enerjisine sahip çıkmakla illüzyonunu meşru eden gerçekleşmelerin yol taşlarını adım adım zaman ve zemine göre uygun biçimde döşeyecekti. Kolektif üretim eşi benzeri olmayan bir girişmeyle kendi üzerine kendi sirkülasyonu olan çevrime kaynak olan EMK’ydi (elektro motor kuvvetiydi). El süreçleri bu sekans dengeyi tanımamaktı. Tüm oluşmaları birileri tarafından birilerine verilen ve birilerine de verilmemekle sınav yapılan sabırları denemeye rızk denişle süreci illüzyon yapmasıydı. İllüzyon edilen süreçler El gücü denen kutsallık; bay erki dediğimiz efendileri ortaya koymuştu. Kendi aralarında bay erki ittifakları da kutsal ittifaklar ya da kutsal barış antlaşmaları süreçli sentez, olmakla oligarşilerdi. Yani oligarşiler, kutsal ittifakların ürünüydü. El mana anlayışlı kutsallık temel bağ enerjili süreci, reel ve realite olan anlayış olmak yerine; sanal anlayışlı süreç düzenlemesine çevirdi. Bu illüzyon; şatafat, debdebe ve savurganlık nedeniyle sisteme olduğundan ve olması gerekenden kat be kat fazla bağ enerjisi harcattı. Bu bağ enerjisi El anlayışlı bağ enerjisiydi. Ve bu enerjinin çevrim kaynağı da sömürüydü. Sömürü bir bağ enerjisi değildi. Sömürü sanal bağ enerjisini sürdürülebilir yapmanın enerji sağlama kaynağıydı. Bir ürünün yatırım karşılığı; hiçbir aracıya gerek duymadan onun değişilebilir bir karşılığı olan başka bir kullanım değeri olan ürünü üretmekti. Değişim yerleri ittifakın ağırlık merkezi olan kült merkezli tapınaktı. Bütün yatırımcı girişimcilik buydu. İşte emek gücü üzerine oynanan oyunlar; rızk, nasip, sabırların denenmesi, kader, tevekkül gibi yeni yeni ortaya konan halk folkloru dağarcık içine kondu. Bu tür ağdalı sözlerle toplumsal bağ enerjili süreçler El’e kurban edilmektedir. Yoksa üretilmiş bir mısırı tüketiciye ulaştırmadan araya on kişilik soğuk zincir halkasının girmesi ne ad altında olursa olsun girişimci, yatırımcı, tüccar, iş bilenin vs. değil, haydutluktur. Asalaklıktır. Kan emiciliktir. Sömürüdür. Kurbanları oluşturmak için bu ağdalı ifadeler; kişi iyelikle olan sistemin El’e göre meşru edilen adaletini sağlamaya çıkan yollar olmaktadırlar. Yine El’in böbürlenerek; “ben size rızk veriyorum. Ben size lütfediyorum. Ben himmeti bol olanım” dediği süredurum da; kişinin kendi çalışması olan kendi EMEĞİ ve EMEK GÜCÜYDÜ. El emeğe bile lütuf, bağış himmet diyecek kadar vaatlerle bilmezlik biati üzerine illüzyon yapmanın, içindeydi. Ve böylece El illüzyonu (göz bağı, köleci ahit imanı) içinde olan kişiler; kamu ortaklığı olan toplumsal bağ enerjili üretim gücünü görmezler. Ve içinde kârı, rantı vs. si olmamakla birbirine karşılığı oluruyla, sürekli üreten, tüketen ortak bağıntılı emeği görmezler. Bu nedenle zenginliğin, rantın, kârın, kiranın, aracılığın, istifçiliğin, hediye olmanın, komisyonun vs. olmalar birikmiş kolektif emek gücü üzerinde oynanan oyunlardır. Böyle olmakla beraber kişiler kolektif üretimin bu tür soyut sözlerle kişiler emek gücünün sömürülmesi olduğunu bilmezler. Bu bilmezlikle “Zenginin ihtiyacı mı var” deyince süreç ve sürecin insan hünerli düzenlenir bağıntılı enformasyonlar içeren bilinç oluşu gerçekliği, kestirilip atılır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |