..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




10 Mayıs 2017
Eşitsiz El'in Adil Olması 5  
Bayram Kaya
Bu kez de suya, elmaya ihtiyaç duymayan kaya düzleminde evrene bakarsak; evren yine başka türlü olmakla yamulur.


:GJC:

Sosyo toplumsa sistemler şurası benim mülküm diye çevirme yapmanın inşası değildiler. Ortak bir çaba ve gayreti ortaya koyabildiği alan üzerinde işbirliği dayanışması yapmıştı. Alanın büyüklüğü göz dikme ya da tapu ile ortaya konmamıştı. Ortaya koyduğu gayret ve çabayla sınırlıydı. Üzerinde üreten emek ilişkileri gerçekleştirebildiği alanla sınırlıydı.

Koyununu otlatmaya götüremeyeceği alanlara sahiplenmeyle uğraşmıyordu. Ekip dikemediği alanı kendisine zimmetlemiyordu. Üreten ilişkisini geliştirdikçe, üzerinde üretim yaptığı alan da gelişmeye büyümeye başladı. Kavga üretim yaptığı ve üretim yapabileceği alanları büyüten emek gücü, bilgi ve teknik gücü sahiplenmeleriyle başladı.

Bir Aborjinli’nin bölgesi dışına çıkamaması bu nedenledir. ABD’linin Dünya üzerinde cirit atması da bundandı. Yoksa uzaya ve gezegenlere gidişimiz buraların tapusunun El tarafından bize verilmiş olup olması değildir. Bizim uzaya gidememiş olmamız; El tarafından elimize uzay tapusunun verilmemiş olmasından değildi.

Her şey üreten yeteneklerinizle sınırlıydı. Zengin olup olmama da tembel ya da çalışkan olmanızla alakası yoktu. Zengin olmanız da yeteneğiniz gibi yeteneğinizle sınırlıydı, sınırsız değildi. Sınırsız ve çalışmadan kazanan bir zenginlik sömürüydü. El sömürüyü meşrulaşan sahipliğin mana anlamasıydı.

Üretiyorsanız uzaydasınız. Üretemiyorsanız Ay’a nur diye bakmakla; “sen bunları boşu boşuna yaratmadın” diye acze ve sömürü sahiplikle olan zenginliğin gücüne biat edersiniz.

Burada su niye vardı, elma, ot niye vardı gibi bir tartışma ve düşünme olmaz. Bunlar vardı ve bunlarla bağlantılı biz de vardık. Ne bunlar bizim içindi ne de biz bunlar var diye vardık. Bunlar niçin var değil; bunlar nasıl var? Diyen bir soru doğru bir sorudur. Aksi halde suyu içemeyen, elmayı yiyemeyen, su içinde yüzmeyen bir kayanın neden var olduğu; niçin ile izahı edilen anlayışıyla açıklanamazdı.

Tıpkı sistemimizi El’in mal mülk sahipliği içinde; “El mülkünü keyfi takdirle dağıttı” demiş olmamızla sistemi açıklayamadığımız gibi. Bura da niçinse düşünmeli anlayışa sahip bir kişimiz süreci kendisine göre yansıtmasıyla kaya; ev yapmamız içindi!

Taş da bizi kovalayan kaplana taşı fırlatmamız için vardı diyebilir! Hâlbuki eğer korunması için ayıya post, tavşana çevik ayak, öküze boynuz hâsıl ise kayaya gerek yoktu. Ya da ayının hiç korunamayacağı bir mikrop ya da radyasyon niçindi?

Kaldı ki sizler doğmakla birlikte yer ve içersiniz. Eğer kaya ev yapmamız için olsaydı doğduk ta ya da doğduktan bir süre sonra da niçinse olan anlayışa göre ev yapmayı bilir olacaktık değil mi? Kaya da; biz de, bir zorunlulukla vardık. Zorunlulukların da bir arada etki ile birbirine denk düşmesi vardı.

Kaya bizim taş atıp ev yapmamıza denk düşüyordu. 5000 derece sıcaklıkta sonra soğuma da kayanın var olmasına denk düşüyordu. Ki o sıcaklıkta da var oluşla biz zaten yoktuk. Kaldı ki bir kaya ev yapmak içinse PVC prefabriklere ne oluyordu? Fırlatılmak için se taş namluda çıkan kurşun niçindi?

Bu günkü denge koşulları değil de başka denge koşulları olsaydı, bir enerji düzenleşim yasası içinde var oluşuyla akışlı olan bizler; bu zorunluluk içinde yine başka denge koşullarıyla var olacaktık.

Enerji dönüşüm ve enerji düzenleşim yasaları insan olmak zorunda da taş ya da yıldız veya bulut vs. olmak zorunda değil mi? Ya da enerji dağ, magma, çöl, etken, edilgen vs. olabiliyorken illa insan olmak zorunda da değildir. Böylesi bir at gözlüğü ile takılıp kalmak niye?

Ya da enerji dönüşüm süreçleri gelecekte de insanla yoluna devam etmek zorunda değildir. Ne su gemi yüzdürmemiz içindi. Ne de biz suyu içmek içindik. Kendimizin, açlık susuzluk olan algılarımızı evrene bakış skalası yapınca, evrensel var oluşlar yamulur.

Bu kez de suya, elmaya ihtiyaç duymayan kaya düzleminde evrene bakarsak; evren yine başka türlü olmakla yamulur.

Genel basınçlı enerji akışı vardı. Tekillik olan bu durum, çokluk olmanın bir niceli ve özellik belirmesi olan durumdur. Basitçe şöyle söyleyelim. Sıcaklık hareket enerjisiydi, hareket enerjisi de bir mekân ve bir zamanla enerji biçimiydi vs.

Tekillikte aynı şeyi hareket ya da sıcaklık vs. oluşla birçok durumla söyleriz. Kayayı ev yapma oluşla söyleyip görüp yansıttığımız gibi. Hareket, sıcaklık tekillik içinde homojen durum değildi. Tekillik akıl almaz bir küçüklük olmakla bu küçüklük yine kendi nokta olan, üzerindeki noktaya akıl almaz denli kesirli durumla niceliydi.

Nokta olan tekillikte ölçülmesi olanaksız triyonda birkaç kesir olan nicel dalgalanma bütünlüğünde dalga yoğunlukla noktalardan oluşur. Buralar aklın ve teorini girebildiği göz olmakla söylenir.

Bu noktayı sıcaklık oluşla söylesek nokta her yerinde yüz trilyon derece sıcaklık okunurken yüz trilyon derece sıcaklık içinde akıl almaz küçüklükteki bir yerler derecenin trilyonda biri, trilyonda ikisi değerle olur. Bize göre hissedilmesi, belirlenmesi olanaksız bir durumla tekillikti, bu yüz trilyon derece.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Sistem 15
Bağ Enerjisi 1

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.