İzafiyet teorisi susmuş.susmuş ölü canlar.boykotta daralan yemek borusu.ömür törpülüyor zihin.meşgul sarhoşluk,titremede varoluş duygusallığı.

Karanlığı emiyor mahsun bir tutku.eski aşklar dansediyor kadehin içinde.

Keskin koku burna zarar.azar azar kendini çekiyor azrail,bir denklem oluşturuyor.

Cinayet perdesi,uzun bıçaklar gecesi ve o kabusların kansız kardeşiliği.uzuyor uzuyor.bipolar tanımlamalar derneğinde namaza duruyoruz.dualar soluk yüzlere benziyor.umut kaçıncı kulaçta.

Zafiyet varsayımı bağırmış.bağırmış canlı ölüler.yaşayan cinnetler.sevgi ve akdeniz cemali vurgun, şişede balık olmuş halde.

Geç kalınmış tedavi yöntemlerinden fışkırıyor manik perspektif.zorunluluğun o tırmalayan efekti.

Dürtüşürken gördüm iki karanlık mizanseni.ahududu şişede durduğu gibi değil ama ağaçta durduğu gibi.kanlı ve ölümcül.sinek onlusu alıyor tüm kıraathane dumanını.kapıdan çıkıyoruz.fenerbahçe kadeh kaldırıyor.kadıköy sahile kutular iniyor derinliğimize..

Artık bir yıl soğuyor,kar oluyor cümleler.

Bağır bağır bağırıyorum.koşun! müzik son melodide.

Düşlere çamur girdi.yere düştüm yine.sızdı kaldı geleceğim bir çimde.

Ayrıklığım öfke kustu.damar damar zonkladı başım.üstümde tüm coğrafyanın kanlı teorileri.kafamda patlayan ilaçlar.bir parça kelle paça kaşıkta ve kırmızı biber.yakar gider.amuda kalkar pısırık hayaller.

Uykumda bir bölünme,isyan.su gibiz aziz olur parçalanmış ayılışlar.takdimindir özleme gebe cumartesileri.ayazda bekleyen sanrılar kadar kızarıyor derim.geriliyor ruhun tiktakları.

Uzaya uzanıyorum.elimde siyah bir mizansen.

Acı bir sarhoşlukla dürtüyor.kalbim ısınıyor,sabah oluyor yine.kalkıyor ve gidiyorum aynı etkinin,farklı tepkilerine.

Hey! Bir kadeh doldur adamım.sabah oldu...