Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Alıp başını gitmek istersin, Hissedemezsin; Bir yudum anlam, Bir adım umut, Bir lokma aşk.. Bir atım heves.. Öyle büyük bir boşluk, Ne yerde, ne gökte Ne evinde, ne şehrinde Ne insanlarla, ne de yalnız Zaman yok, mekan yok, insan yok.. Kalbin hızla çarpar.. Anlamlandıramadığın yerde, Duyarsın onu; Korku.. Kaybetmişsindir yine sebebini, Neden sahip çıkmak zordur bu kadar, Veyahut hep değişir mi sebepler.. Ben mi sadece böyleyim, Yoksa tüm insanlar mı? Kemirir beyni yeniden düşünceler.. Sebep ararsın yeniden bağlanmak için, Hadi artık bir sebep, Lütfen, yalvarırım bir sebep.. Yürürsün, koşarsın, yorulursun Bir kitap bulursun masa başında, Okursun.. Doğumu anlatır, kadını ve hastalıkları.. Mucizevi diye düşünmezsin doğumu herkes gibi.. Ama seviyorsundur yaptığın işi Ya da ölümler, yakmaz canını başkalarınınki kadar. Doğum kadar, ölüm de olağan dersin. Kısaca seviyorsundur tüm yorgunluğuna rağmen, Çalmasına rağmen yıllarını hayatından Yaptığın işi; kabaca kesmeyi, dikmeyi, iyileştirmeyi.. Işık olur sana masa üzerindeki kitapların, umut olur.. Anlam olur, Kendini hatırlatır.. Hep öğrenmenin hazzını duymuşsundur hayatında.. Yeniden liman olur sana.. Göz kırpar resim defterin, kara kalemlerim.. Yeniden çizersin, Ürününe bakıp, üretmek mutluluk dersin. Hissettiğin heyecanla, Yazarsın şiire benzemeyen şiirini, Olsun, bu sensin. Sen busun ve bununla mutlusun.. Parmakların şiir kokar. Şiiri o yazdırır sana, Hayallerinin ve kırıklıklarının büyük kahramanı.. Nerelerdesin şimdi? Ben gidiyorum, görüyor musun? Ben gittikçe sen geleceksin, biliyorum. Ben bekledikçe gideceksin. Hani böyle bitecek hikayemiz. Hissediyorum.. Beklemiyorum artık, Gidiyorum.. Kal demeyeceğini de biliyorum.. Bir parça daha acıyacak, Ama sonra, Sonra.. Gittikçe azalacak. Sonra minik sızısız bir skar olacak bedenimde.. Beni düşünme, Sığınacağım bir limanım var şimdi.. Yeniden yeşerttiğim ideallerim.. Sevgili olmadan yaşanılır biliyorum, Seni sevmeden yaşanılır mı? Deneyeceğim.. Ama sen yine de bazen sev beni, Hani hatırla bazen işte, Çocukça ‘pencere önü’ seslenmelerini, Hani bir bakışını görmek için Saatlerce yürüdüğümü sokaklarında, Ne biliyim işte, İki dakika, nolur son bir dakika daha sarılalım demelerimi. Hatırla bezen tamam mı, Seni herkesten çok sevdiğimi, Uzaktan, hiç sarılamadan, Yıllarca beklediğimi.. Ne bileyim işte, Skarsız iyileştirme nolur sen de, sendeki beni.. Hiç yakmayayım canını ama İnce bir sızı duy bazen olur mu? Tepede bir yerden izlerken mesela şehrin ışıklarını.. Hatırla beni ve çocukluklarımı.. Ve mutlu kal insan! Mutlu ve hoşçakal.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © şirin aydın, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |