tutundum
çaresizliğine
bir uçurumun
albenili çağrısına
sırt dönerek aşkın
güç-bela!

dalların var ya sadece
dalların, teselli ağacım...
yoksun ki sahici
sarılam doya doya...

kağıttan kayıklarının
kaybolmuş küreklerini ararken
bulmacalarını çözüyorum üstündeki
soldan sağa...

hava gibi bir şeysin dört harfli
hem içimde, hem dışımda...
hem varsın, hem yok...
ya varsın, ya yok..
bir varsın...
bir yok.

düşüm müsün
düşüşüm mü?
uzakta durma öyle
üşüme!
seyirci kalma düşerken
gel düş benimle!

kayalarında parçalanıyor şişelerim
dağılıyor dalgalarında
"acele cevap-kestane kebap" diyen dizelerim.

kırık aynalara takılmış
yanık türkü kokulu
yankımı arıyorum yaralı kuş
yüreğimi doğruyorsun
hece hece
yankında boğuluyorum her gece.

koş!
çağırır bizi uzaklardan
henüz yazmadığımız gökkuşağı

koş!
kırkı çıkmadan
yazgısı yazılmış bebek!
ne çok şey var yaşanacak
ne çok rol var oynanacak bak!

ağla! kırk harami öksüzüm
ağla!
kolay değil
kırk yaşında kırk yara...
bir yürekte
kırk yaşam...
kırk yaşında
kırk ayak !
çağla!