..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Emine Pişiren




27 Eylül 2013
İstersem, Kendimi Öldürebilirim..!  
Emine Pişiren
"...Gerçeği kabul etmiş ve derin bir sessizliğe dalmıştı. O akşam gardiyanlar mahkûmları işkenceye götürmek için koğuşa gelince adamın ölüsünü bulmuşlardı; zavallı, gerçeğe dayanamamıştı.” Hikâyeleri yazarken bile ürperdim, inanın…"


:AJHB:
“Yeryüzü kuruldu kurulalı değişmez bir yasadır:
İblis’in yüreği SAVAŞ, insanın yüreği BARIŞ diye atar…”
Emine PİŞİREN
İnsan beyninde yaklaşık 13 milyar sinir hücresi vardır. Bilim adamlarının söylediğine göre her bir hücre yaklaşık 7,3 kilo-volt gibi enerjiyi açığa çıkartmaktadır. Belki şu andan itibaren “bu mümkün değildir!” gibilerinden pratikte düşünebiliriz. Ama şu düşünce insanı ürpertmeye yetmiyor mu?
Beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını varsayarsak; 350 milyon kilovoltluk bir enerjinin koca bir şehrin elektrik gereksinimini karşılayabileceğini..!
İnsan beyni günümüzde bile halen gizemini korumaktadır. Bir avuç et parçası öyle bir güçtür ki, bütün organları yönetmektedir. Hatta vücudumuzun ateşini yükseltebiliriz de…
Yıllar önce ; T. Lobsang Rampa’nın “Üçüncü Göz” adlı okuduğum bir kitapta insan beyninin pratikte gözle görülebilir gücüne tanık olmuştu gözlerim. Uzakdoğu bilgelerin (Lamaların) nasıl 10 dakikada 45 cm’lik buz kütlesini erittikleri gibi, insan beynini şartlamasıyla kendisini bazı hastalıklara da neden olmaktadır: Örneğin, kalp, kanser ve felç gibi hastalıklarla da insan kendisini de öldürebileceğini kanıtlanmıştır.
Nasıl mı?
Günümüzde gerçekleşen beyin ölümleriyle ilgili birçok hikâye anlatılır. İçlerinden ikisi beni oldukça etkilemiştir. İlkini birlikte okumaya ne dersiniz?
“Et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için bir istasyonda duruyor. İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar, işçinin biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp kapısını dışarıdan kilitliyor. Biraz sonra tren hareket ediyor ve bir durak sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor. Kapalı kalan işçinin vagon kapısı açıldığında işçinin donarak öldüğü görülüyor. Fakat bir bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya geçirilmemiş. Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak, donmanın tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor.”
Diğer hikâye ise akılları adeta deepfreeze sokuyor, insanın kanı donuyor:
“…Askeri darbeden sonra işkenceleriyle ünlenen doğu hapishanelerinden birinde, mahkûmların önemli bir kısmının aileleriyle ve yakınlarıyla görüşmeleri yasaklanmıştı. Kalın taş duvarlı karanlık hücrelerde çırılçıplak soyulup köpeklerin saldırısına bırakılıyorlar ya da diz boyu pisliklerin içine çırılçıplak atılıp üstlerine buz gibi sular dökülüyordu. Filistin askısı, falaka, boğazına su doldurmak sıradan işkencelerdi; ya kendileri işkence görüyor ya da işkencedeki bir arkadaşlarının çığlıklarını dinleyerek biraz sonra kendi başlarına gelecekleri düşünüyorlardı.
Kalabalık ve karanlık koğuşlarda yaralı bedenlerinin sancılarıyla inleyerek işkenceyi bekleyen mahkûmlardan biri, çektiği acılara dayanamaz bir hale gelerek yavaş yavaş gerçeklerle ilişkisini koparmaya başlamıştı. Hep aynı şeyi tekrarlıyordu:
“Biz öldük, biz hepimiz ölüyüz, burası öteki dünya.”
Arkadaşları ona ölü olmadıklarını, yaşadıklarını anlatmaya çalışıyorlardı. O da onlara soruyordu:
“Yaşıyorsak nerede öbür canlılar, niye bizden başka kimse yok? Hayır, biz ölüyüz, biz öldük, ailelerimiz dünyada kaldı.”
Arkadaşları hapishane idaresine başvurup bir doktor çağrılmasını istemişlerdi; ama doktor yoktu. Bunun üzerine ailesiyle görüşmesine izin verilmesini istemişlerdi, hapishane idaresi bunu da reddetmişti; ama içeridekilerin ısrarı ve mahkûmun gittikçe kötüleşmesi üzerine adamın ailesi hapishaneye çağrılmıştı.
Adam, müdürün odasında karısını ve çocuklarını görmüş, onlara sarılmış, onlarla öpüşüp konuşmuştu.
Koğuşa döndüğünde arkadaşları hep bir ağızdan konuşmaya başlamışlardı:
“Gördün mü, yaşıyoruz, bu dünyadayız.”
Adam da sessizce başını sallamıştı:
“Evet yaşıyoruz, bu dünyadayız, ölmemişiz, bütün bunlar bu dünyada oluyormuş.”
Gerçeği kabul etmiş ve derin bir sessizliğe dalmıştı.
O akşam gardiyanlar mahkûmları işkenceye götürmek için koğuşa gelince adamın ölüsünü bulmuşlardı; zavallı, gerçeğe dayanamamıştı.”
Hikâyeleri yazarken bile ürperdim, inanın… Bundan da anlaşılıyor ki, bizler istersek kendimizi öldürebiliriz.
Hiç düşündünüz mü: ilk insanların konuşma yetileri gelişmeden önce nasıl iletişim kuruyorlardı?
İlk insan ateşi bulmadan, telgraf, telefon, fax, bilgisayar, cep telefonları, vb gibi teknoloji iletişim araçları keşfetmeden önce duygu ve düşüncelerini “telepati” veya “maji” diye adlandırdığımız düşünce gücüyle ilettikleri, iletişim kurdukları anlaşılmaktadır. Yani beyin gücü ile okyanusları aşan insan, teknolojinin çok üstünde bir enerji ivecenliğine sahiptir.
Sonuç olarak; insan beyninde bulunan “hipofiz” adlı küçük bir bezin salgıladığı hormonla vücudun fizyolojisini değiştirip, “nefret, öfke, ağrı, korku, stres, hastalık, vb” hormonlarının yanı-sıra “oksitosin” adlı “sevgi” hormonunu da salgıladığını artık biliyoruz.
Dünya barışını etkileyecek olan SEVGİ’Yİ yitirmemek dileği ile…
D Ü N Y A B A R I Ş G Ü N Ü M Ü Z K U T L U O L S U N

Emine PİŞİREN-2013
Edremit



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değerli Yazım Dostumuz Sayın...
Hadi Yıkayalım Ruhumuzu!..
Yoksa Öldüm de Cehennem de mi Yaşıyorum Ben Anne?
Sinerji... (- I - )
Ben Yaşarken Ölmüşüm de Haberim Yokmuş!..
Utandım İnsan Oluşumdan
Anasını Öpen Kadı Olursa...
Acıdan da Zevk Alırız
Yüzlerce Hayattan Biri...
Kadının Özü O Yasak Kelime

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yarım Somun Yemek İçin Orospuluk
Entellektüel Kadınlar Nasıl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canınız Hoşaf mı Çekti?
Allah'ın Laneti Üzerlerine Olsun!..
Eh, Burası Türkiye
Her İkisi de Bir Şairin Asil Yüreğine Sahiptiler
Havada Bok Kokusu Var Baba
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Siz Böyle Yanmıyor Musunuz? - 2 -
Kısa Kes Aydın Havası Olsun!..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.