..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




27 Temmuz 2012
Ramazan Bereket Sofrasıdır  
Fuat Türker
Allah’ın Katından sunduğu bu sofranın asıl misafiri insandır; o yüzden şükür içinde olmalıdır. İnsan kendisi için hazırlanmış bir yemek masası gördüğünde hazırlayana teşekkür etmez mi?. Nasıl bir gaflet halidir ki hazırlayanı görmeden karnını doyurmaya bakar insan.


:ACBG:
Ramazan ayı kardeşliğin, tesanüdün, sevgi şefkat ve merhametin, birlik ruhunun pekiştiği, kalpleri yumuşayan Müslümanların imanlarını artırdıkları mübarek ay. Samimi her Müslüman, Ramazan’ın son günlerine ulaştığında vicdanının dirildiğine, ruhunun derinleştiğine ve nefsinin tutkularından kendisini biraz daha temizlediğine şahit olur. Mü’minlerin ruh eğitimini öğrendikleri kutlu ay bu sebeple de şükre vesiledir. İmtihan mekânı olarak yaratılmış dünyada, ahirete hazırlık kursunun en verimli geçen ayıdır.

Bediüzzaman, Ramazan’ın manevi eğitim üzerindeki olumlu etkilerini ve nefsin terbiye edilmesine vesile olan bu ayın hikmetlerle dolu olduğunu şöyle ifade ediyor:

“Ramazan-ı Şerifteki oruç, nefsin terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder (sanır). Hattâ, mevhum bir rububiyet (aslı olmayan bir sahiplenme duygusu) ve keyfemâyeşâ (dilediği gibi) hareketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor…

İşte, Ramazan-ı Şerif’te, en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi mâlik (sahip) değil, memlûktür (hizmetkar); hür değil, abddir (kuldur). Emrolunmazsa, en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye, mevhum rububiyeti (aslı olmayan sahiplenmesi) kırılır, ubudiyeti (kulluğu) takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.”

İnsan dünya hayatında amacına ulaşabilmek için zaman ve emek harcar. Amaç, emek ister. Ancak birçok insan boş amaçlar için çaba içindedir. O takdirde çabası da boşa çıkacaktır. Asıl olan, insanın yaratılış amacına uygun olarak Rabb’ine gereği gibi kulluk edebilmek için gösterdiği çabadır. Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden olan akıl ve beden yine O’nun yolunda kullanılmalıdır. Dünya hayatı nefis terbiyesi için verilmiş fırsattır; güzel ahlâka ulaşma yolunda bu fırsat değerlendirilmelidir.

İnsan zayıf yaratılmıştır; acıkır, susar, yorulur, uyku ihtiyacı hisseder. Ramazan, birçok insan için bu zayıflıkları yenme ve ruh olgunluğuna erişme vesilesidir. Allah, kullarının kararlı ve iradeli olmalarını ister. Bu mübarek ayda tutulan oruç, inanan insana güç verir, Rabb’ine yakınlaştırır, imanda derinleşme sebebi olur.

Her gün istediği zaman ve istediği kadar yediği şeylerin yasak olması ve yemek için zamanını beklemek zorunda kalması insana, Allah’ın kâinattaki kontrolünü ve gücünü gösterir. Ramazan bu yönüyle enaniyeti ve gafleti kırma vesilesidir.

Bediüzzaman bir hadisten rivayetle anlatır; Rabb’inin “Ben neyim sen nesin?” sorusuna "Ben benim, Sen sensin" şeklinde cevap veren nefis aç bırakıldığında şöyle der: "Ente Rabbiye’r-Rahîm., Ve ene abdüke’l-âciz. Yani, "Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim(kulunum). (Yirmi Dokuzuncu Mektup)

Oruç ibadeti Müslümanlar için Allah’ın sonsuz rahmetini ve kudretini takdir etme vesilesidir. Allah göklere ve yere, yarattığı her yere rızkını ve rahmetini yayar. Sayılamayacak kadar nimeti içinde barındıran ve insanın maddi manevi olabilecek tüm lezzetleri tadabileceği büyük bir sofra gibidir kâinat. Her santimetrekare onun bereket dolu sofrasıdır. O sofrada yok yoktur. O sofradan herkes nasibini alır. O sofradan rızıklanamayacak tek bir canlı yoktur.

Allah’ın Katından sunduğu bu sofranın asıl misafiri insandır; o yüzden şükür içinde olmalıdır. İnsan kendisi için hazırlanmış bir yemek masası gördüğünde hazırlayana teşekkür etmez mi?. Nasıl bir gaflet halidir ki hazırlayanı görmeden karnını doyurmaya bakar insan.

Ramazan’ın bereketli sofrasından her insanın hissesine bir şeyler düşer, heybesine bir şeyler dolar. Ancak önemli olan o heybeyi doldurmaya devam etmek için bir yıl daha beklememektir. O heybeler açılıp boşaltıldığı gün, değerli taşlar yerine içinden çakıl taşları dökülmesi ihtimalini göz ardı etmemektir.

Ramazan günlerinin, Allah dilemediği takdirde hiçbir şeye malik olamayacağımızı, tüm nimetler için O’nun lütfuna muhtaç olduğumuzu daha iyi kavrayacak ahlâka ulaşmamıza vesile olmasını diliyorum...

Fuat Türker



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.