"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
Şeytan, insanların çoğunluğuna din ahlakını yaşamayı zor ve imkansız gösterir. Hatta toplumda, Allah’ın tavsiye ettiği ahlakın, sadece peygamberler ve elçiler tarafından taviz vermeden uygulanabildiği bir üstünlük olduğu gibi bir inanış kabul görür.. Ayrıca şeytan, Allah’a ve elçisine itaat etmenin, insanın özgürlüğünü kısıtlayan bir yaşam tarzı olduğunu fısıldar. Kişiye sürekli olarak, çevresinde Allah’tan uzak yaşayan insanların ne kadar özgür olduklarını, kendisinin de bu yaşam tarzını seçerse bağımsız, özgür ve mutlu olacağını telkin eder. Ancak bu, sinsice sokulup vesvese veren şeytanın yaldızlı telkinlerinden biridir. Gerçekte Allah’ın dini çok kolaydır. Ve Allah kullarını ‘kolay olan için başarılı kılacağını’ vaat eder: Allah (ağır yükleri) sizden hafifletmek ister: (Çünkü) insan zayıf olarak yaratılmıştır. (Nisa Suresi, 28) Allah’ın emirlerine uymadan, yalnızca nefsinin bencil tutkularını gözeterek yaşayan bir kişi özgür bir yaşamı umarken, yaşadığı cahiliye toplumunun koyduğu birçok zorlayıcı kural tarafından zincirlendiğinin farkına bile varmaz. Oysa Allah, elçilerini vesile kılarak insanların yüklerini ve üzerlerindeki zincirleri indirdiğini bildirmekte, onları hayat verecek kurtuluş yoluna davet etmektedir: Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor münkeri (kötülüğü) yasaklıyor temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır. (A’raf Suresi, 157) Ayette haber verildiği gibi, insana gerçek özgürlüğü kazandıracak tek vesile Rabb’imizin bildirdiği din ahlakına uymak, Allah’a ve elçisine itaat etmektir. Bediüzzaman bu çok önemli noktaya şöyle dikkat çeker: "Bazı sefih ve lâübaliler hür yaşamak istemediklerinden, nefs-i emmarenin esaret-i rezilesi altına girmek istiyorlar." (Hutbe-i Şamiye) Bediüzzaman bu sözleriyle, zevk ve eğlenceye düşkün, ciddiyetsiz ve umursamaz insanların gerçek özgürlük yerine, kötülüğü emreden nefislerinin esareti altına girdiklerini, ona itaat ettiklerini belirtir. Özgür olmak adına imanı yaşamaktan kaçınan insanın, ahirette zincirlere vurulacağını ve üzerine kilitlenmiş daracık mekanlarda sonsuza kadar hapis hayatı yaşayacağını düşünmesi gerekir: Boyunlarında demir-halkalar ve (ayaklarında) zincirler olduğu halde sürüklenecekler; (Mü’min Suresi, 71) Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar. (Furkan Suresi,13) Gerçek anlamda özgürlük yalnızca Hakk’a kulluktur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |