Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
bir çiğ tanesi olup, pervazına penceremin düşüşünün hayaliyle kapatırdım gözlerimi kış geceleri yanlızlıktan sarıldığım yorganımın sentetik örtüsü gıdıklarken masum yüzümü sakalım çıkmış, fiyakalı topsakalımla salınıp senin bana bakışının hayalinle dalardım uykulara seni bir kere de rüyanda görmek arzusuyla... mehtabı seyretmekten zevk alıyormuş insanlar senin mehtabı seyretmeyi sevdiğini bildiğim seninle o an mehtabı izlediğim hayaliyle deniz kıyılarına koştuğum gecelerde öğrendim... bence hepsi yalan söylüyordu o sahildekilerin hepsi bir hayalle yaşamak için ordaydı yoksa kim ister; o firtınalı gecelerde, soğukta başını kaldırıp gövdesine bakmak varken kim ister ayın ışığıyla teselli bulmayı... kimi zaman bir ızdıraba dönüşürdün kimi zaman neşeli bir şarkıya dilimde ıslıklarımla adını zikrettiğim tenha sokaklarda sende birşey var diyen yakınlarıma bin bir yeminle reddiyeler düzmekti ve sadece seni kendime saklamaktı tek inancım... kimse yoktu güzellikte topuğuna dahi uşacak o topuk ki bir ömre bedeldi değeri bilir misin saçının bir teline kurbanken bütün dünya ben aciz bir kul; nasıl dokunurdum ona saçlarının sıcaklığına nasıl varırdım saçların bir kor alev gibi dururken karşımda... iyice denğesizleştirmiştin beni o günler hatırlar mısın; bir anın bir anıma uymazdı bir sever görünürdün, bir kaçardın benden sana güdümlü bir uydu gibiydim adeta gel dediğinde gelen, git dediğinde giden anlamıyordum seni ve emin değildim sevginden, nefretinden, gerçekliğinden... çok sonra anladım nedenin bu halin aşkının narkozundan az da olsa kurtulup kendime geldiğim günlerde aklımı olğunluğa ulaşıp, teşis koyduğum insanları izlediğim günlerde anladım aslında sen beni hiç sevmemiştin; hiç ama nefret de etmiyordun benden işin aslı hala güzel olan sevgili sen hiç kimseyi sevmemiştin; hiç sen sevmeyi değil sevilmeyi seviyordun... işin aslı sen sevmenin ne olduğunu da bilmiyordun... tek bir duygu kaldı senden bana miras onun adı da ızdırap... kızıyorum hala kendime sevmeyi öğretemediğim için sana...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © musab eminoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |