06.03.2008 16:18:19
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Çizdiğim sıralı insanlar kimisi gerçek , kimisi sahte...
Çizdiklerimle kah güldüm, kah düşündüm...
|
|
25.02.2008 22:15:52
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Çoğunlukla yutkunuruz...
Tam ortada,yutkunduğumuz yerde modern zamanların ördüğü bir düğüm vardır.
Gülüşümüz oradan geçer,ağlayışımız oradan...
Ve ikisi de sahtedir.
O düğüm damıtır duygularımızın aslını ve yüreğimize akıtır...
Geriye kalan posa ise yüzümüze yayılır...
Yüzümüzün dekoruna uygun bir sürü imaj elemanları vardır üzerimizde...
Görünen,modern zamanlara takdim kimliğimizdir.
Alıntı
|
|
12.02.2008 23:38:31
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Kar yangını bir gecedir zaman artık, kahrolası ıssıs sokaklarda... Akşam şehire her gelişinde, hüzünle gelir. Acılarını alıp gitmez...
Ve sessizce solursun bir hazan yaprağı gibi. Önünden çocukluğun geçer, ilk gençliğin geçer yıl yıl. Gömülürsün karanlığın en derinlerine... Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar. Yalnızlık ölüm kokar... Bazen karanlıkta kalır tükenir nefesin....
|
|
12.02.2008 23:28:34
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır... Gözlerin tavanda, sözlerin ağzında çaresiz kalır... Uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip saplanır kalbinin tam orta yerine burgulu bıçak gibi... Ne kadar sevgi varsa kanar içinde, ne kadar özlem varsa yanar... Oturup ağlamak istersin şöyle doya doya ama akmaz bir damla yaş gözlerinde... Yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişin de ağlar içinde... Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın, durduramazsın kanamayı... Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın... "Hayat ki, hakkını hep başkalarına vermiştir ama yinede haklı çıkan hep başkaları olmuştur".
|
|
21.01.2008 19:54:52
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Keşke ellerimi konuşturabilsem, düşüncelerimi boş sayfalara doldurabilsem, bir anda dolsa bütün sayfalar… Keşke duygularımı notalara dökebilsem, ve hep o şarkıyı mırıldansam, bir anda kulaklarım o şarkıyla çınlasa… Keşke ellerim düşüncelerimin emrettiğini çizse kah gülsem , kah ağlasam, kah düşünsem … Keşke elimdeki zamanı durdurabilsem…
|
|
21.01.2008 19:53:43
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Uçsuz bucaksız yonca tarlasında, sadece dört yapraklı yoncayı aramakla yetiniyordum. Bulurum diye umutlanıyorum, belki bi tesadüf elimin altında olur diye… Tek tek bakıyordum arkama, önüme sağıma, soluma elimin altına… Belki de üstüne basmışımdır diye ayağımın altına bile bakmıştım. Ama hala umudum var dört yapraklı yoncayı bulucağıma dair…
21-Ocak-2008 Pzt 15:28
|
|
12.07.2007 17:59:57
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Unutuldun, unutmak istediğim. Sayfalar seninle ilgili dolmayacak, bundan sonraki yaşamımda.... |
|
11.05.2007 15:58:28
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Usul yağan yağmura dalmışım...
Buğulu camlar ardındaydın, ta ki! İsmini işaret parmağımla yazana dek... |
|
04.05.2007 17:29:40
|
İçimdeki fısıltılar... |
| |
Şimdi olabildiğince uzaklardaydım. Neyin nerde olabileceğine inanmak güçtü. Yarım kalmış kendi dünyamda mütevazi bir hayat neyi ifade edebilirdi... Neyi uzlaştırabilirdi? Geçmişi geri getirmek yada gidenlerin arkasına takılmak, hayır! bunlar değildi doğru olan, Neydi peki? bu kadar yalanlar karşıma çıkmışken... Sevgi mi, aşk mı, yoksa sadakat mi?
12-04-2007 |
|
|
|