Zehri Alınmış Ünlemler
(SÜLEYMAN GÜNER) 8 Ağustos 2005 |
Bireysel |
| |
Yeni yazıldım hayata /
/
Benimki de heves işte /
/
Uzun sürmez okumayı /
/
Sökmek sizden kerpetenle /
/
(Şekil 1-a, bakınız imge) /
|
|
Yanlış Bahara Çıkmış Kelebek
(SÜLEYMAN GÜNER) 27 Ocak 2005 |
İlişkiler |
| |
Kendi kuyusunu kazan aptak köstebekleriz biz. Arasıra birbirime çarparak bir ileri bir geri ilerleriz. Eşine eşine eşleşir şanslı bileti çekenlerimiz. |
|
Logaritma Bilmeyen Vantrolog
(SÜLEYMAN GÜNER) 27 Ocak 2005 |
Yaşam |
| |
Dilini bilmediğim bir şiirle konuşuyorum seninle. Vantrologların logaritma bilmeden güldürmesi gibi çocukları. |
|
Erken Boşalma
(SÜLEYMAN GÜNER) 27 Ocak 2005 |
Günlük Olaylar |
| |
Erkenden yatınca erken boşalmıyor insan. Ben boşalmak için boş beyin arıyorum uyku tutmayınca. Ya siz? Boşalmanın dublörü seksi gelebilir size ama ben gülmüyorum. Ev ödevimi hiç bir silgi silmiyor kara tahtada. Silmeye niyetim de yok!
|
|
Çömlek Patladı
(SÜLEYMAN GÜNER) 27 Ocak 2005 |
Bireysel |
| |
Ölüm de en yaşlı yaştır. Bir gün herkes basacak. Sen soğuk bir taş üzerinde uzanırken topluca kutlanacak... /
|
|
Tercüme Şiirleri Sevmem Hem...
(SÜLEYMAN GÜNER) 22 Temmuz 2004 |
Garip |
| |
Yalnızlığın selamı var /
Ama söyleyemem /
Yalnızlık; senin dilini bilmiyor /
Benim de inadım tutar arada bir... /
Tercüme şiirleri sevmem hem... /
|
|
Bayramınız Kutlu Olsun Sevgili Bozcaadalılar
(SÜLEYMAN GÜNER) 8 Temmuz 2004 |
Öyküsel |
| |
Kasabanın tüm gece tükürdüğü /
Günahbakanların /
Kabuklarını süpürür Vahit /
Gece yarıları Adanın dışına. /
Yakar Kaptan, /
İki araba, kırk çuval, kırk kişi sığdırır /
Küçücük bir takaya /
Umut taşır en karamsar havalarda bile /
Bastırsanız iki bu |
|
Umudun Adı; Toprak
(SÜLEYMAN GÜNER) 25 Mayıs 2004 |
Umut |
| |
Umudun adı toprak /
Pulluğun devirdiği sırtında parlayarak /
Yolumuzu ışıtıyor /
Traktörün ardındaki martılar /
Bir inip bir kalkarak... /
|
|
|
kendi şarkısını söyleyen salyangozun porte çizgilerinde buldum yalnızlığın ritmini
kabuğunun iç duvarlarında saklıdır gün ışığı görmemiş pastoral resimler
ucunun nereden başladığını bilmediğiniz gökkuşağındaki tüm renkler
ve dünyanın tüm güzel yapraklarından yapılmış tuvalleri seçer
ağlayarak gezer diyar diyar salyangoz , yalnızlığın şiirini besteler
ürkek duyargalarına çarpan her bilinmez engel merakını körükler
ve kabulleniştir her geçtiği yer, yalnızlığından sürüp benimser
bazen saatlerce kapanır içine , kırılgandır küser
ama kızmaz insancıklara ne incitir ne kabuğunu terkeder...
salyangoz; "ağlayangöz"!
neden o naif yüreğin bana benzer?
21/3/2002 Süleyman Güner
Uzaklarda değilim çok aramayın
Tuzaklarda olabilirim -herkes gibi-
Sahte cennetler kör edebilir gözlerimi
Yozlaşmanın son perdelerini
Yaşayabilirim bal gibi farkında olmadan
Gaflet uykularından uyandıracak dost ellere
Yalnızlığımı paylaşacak dost dillere
Apansız açacak tüm güllere hasretim
Hasretim öykümü dinleyecek birine
Hasretim kesişen tüm kümelere
Umudu vaad eden korkusuz korkak
Cam kutumdan süzül gel derinlerime...
2001
Kapımı aralık bıraktım misafirliğe gel
Senin için hazırladım soslu heceler
|
|