..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu kitap çok gerekli bir açığı dolduruyor. -Moses Hadas
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Aydın Akdeniz
Aydın Akdeniz - Hadrianapolis
Site İçi Arama:


İnceleme
  Kapitalizm'in Çarklarına Buddha'nın Çomağı Nasıl Sokulur? (Aydın akdeniz) 17 Haziran 2008 Politika 

Bulunduğumuz coğrafyanın bir hayli doğusuna düşen bu uzak diyarlarda kan ve göz yaşı hiç eksik olmuyor. Zaman,zaman basına yansıdığı kadarıyla şöyle bir göz ucuyla baktığımız haber başlıklarında deprem,sel baskınları gibi tabii felaket haberlerinin ötesinde dikkatimize konu olacak önemde gelişmeler nedense hiç basına düşmüyor. Arada bir teknolojide,sağlıkta,ekonomide dünya gündemini sarsacak değerde buluş ve gelişmeler magazinel mantıkla düşüyor basınımıza.Asya Pasifik’te kat edilen mesafeler, öyle kendiliğinden elde edilmiş sonuçlar mıdır! Piyango biletlerine milyonda bilmem kaç ihtimalde bir tesadüf eden o sihirli rakamların sağladığı türden bir şöhret mi bahşetmektedir sahiplerine? Hiç sanmıyorum. Herifler ciddi ciddi çalışıyorlar. Hindistan’da bir TATA çıkıyor General Motors’a rağmen 2500 dolarlık bir otomobili satışa çıkarabiliyor.Hani bizim şu reenkarnasyon,enkarnasyon ve hint fakirlerini sohbetlerimizde öne alarak üzerinde geyik muhabbetleri yaptığımız Hindistan.

  Ortaçağ Avrupası'nda Fuhuş Geleneği (Aydın akdeniz) 6 Ağustos 2008 Tarihe Yön Verenler 

Almanya’daki Faşizan geleneğin nasıl dünden bugüne bir arka planı varsa orada, acaba Avusturya için de cinsel saplantının bir geçmişi olabilir mi? diye merak ettim. Kaynaklara baktığımda Ortaçağ Avrupa’sı ile ilgili şu bilgilere ulaştım; Kral Sigismunt, 1414 yılında beraberinde sekiz yüz atlı olduğu halde birkaç günlüğüne kalmak üzere Bern’e gider.

  Dr. Alexis Karel ve Dua (Aydın akdeniz) 6 Ağustos 2008 Din 

Batılılar olarak aklı, sezgiden üstün sanıyor ve önce zekâyı geliştirmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken ruhun diğer kuvvetlerini görmezden geliyoruz. İnsanlığın bu temel faaliyetinin aksatılması, modern insanı ruhen kör yapmaktadır. Bu körlük, insanı sosyal hayatın üretken bir unsuru olmaktan uzaklaştırmaktadır. Mukaddesiyat duygusu, özellikle dua ile ifade edilebilir. Dua Tinsel bir olaydır. Tinsel dünya ise teknolojinin ulaşamayacağı bir dünyadır. İlim gözlenebilen şeyleri kapsıyor iken dua hakkında somut bir bilgi edinebilmemiz düşünülemez. Duanın ne olduğunu ancak Tanrıya yalvaran bir insanı ve fizyolojisini inceleyerek anlayabiliriz.

  Kristol"ün Kehanet Küresi"nden Amerika"nın Geleceğini Okumak (Aydın akdeniz) 8 Aralık 2008 Politika 

Amerika’nın, yeni başkan Obama ile dış politikada nasıl bir yol haritası izleyeceği konusu, bugünlerde en az Amerikan halkı kadar dünya kamuoyunun da ilgisini çekmekte. Doğrusu, bu eğilimi yalnızca ilgi düzeyinde bir merakla açıklayamayız. Çünkü 11 Eylül saldırılarının, oluşan kaotik ortamın miladı kabul edildiği tarihten bugüne aradan geçen bunca zamana rağmen müttefiklere aradıkları güven ve istikrarı sağlayamayan Amerika, başta ekonomik kriz olmak üzere, her tür terör olayının da odak merkezi olarak algılandığı bir konuma düşmüştür. Bunda hiç şüphesiz, baba Bush ile başlayan ve oğul Bush ile sürdürülen neocon politikalarının olumsuz etkileri bulunmaktadır. Peki, dış politika başta olmak üzere her konuda pragmatist bir realizmin öncülüğünü yapmış bir ülke, bu gerçeği nasıl göz ardı edebildi? Bu durum, seçmenlerinin sayısal oy çokluğu ile gurura kapılarak gerçeklerden kopan iktidar ve ardındaki odakların hatalarıyla açıklanabilir mi yalnızca? Bir yönetim körlüğünden söz edilebilir mi burada? Elbette hayır. Sanırım, durum bundan daha vahim. Yirminci yüzyıla dek homocapitalist bir varlık olan insanlık artık dünya algılamasında yeni bir çığır açarak kendisine sunulan imkânlarla yetinmemekte bugün. Yeni açılım ve heyecanlara yönelmekte, yeni ihtiyaçlar belirlemekte kendisine. Belki henüz kendisinin dahi adlandırmadığı bu dönüşümün ardından mistik söylemleri ve bu bağlamda dinamik bir politik açılım vaat eden neocon’cu akımlara prim verdi. Yaşanan tecrübeler realist politikaların haklılığının anlaşılmasına yetti mi? İşte Amerikan iç gündemi siyasi çevrelerde böyle bir tartışmanın yaşanmasına tanık olmakta.

  Mina'da Hangi Şeytanı Taşlıyoruz? (Aydın akdeniz) 7 Aralık 2008 Din 

Bunu yapmakla bir nevi, Hz. Âdem’den beri insanlığın ortak bir düşmanı olan şeytan ve onun temsil ettiği kötülük ile aramıza mesafe koymuş oluyoruz. Kötülüğe karşı iç dünyamızda bir direnç geliştirerek, dayanışma içerisinde buna karşı ortaklaşa bir tavır alıyoruz. Yaratılışımızın doğal bir sonucu olarak bizi her tür varlıktan ayıran, üstün bir konuma getiren insani algı ve melekeleri bu vasıf ve özelliklerde bulunmayan dinamiklerden ayırarak yaratıldığı ilk andaki safiyetiyle koruma kararlılığını gösteriyoruz. O halde, İslam’da “ şeytan” kavramı acaba ne şekilde alınıyor ele? Şeytan, antik mitolojilerde olduğu gibi insanın canına, hayatına kast eden ve amacına ulaşmak için tanrısal yeteneklerini zavallı insanı ortadan kaldırabilmek için seferber eden bazen keçi, bazen ihtiyar bir adam ve bazen de yılan şeklinde ortaya çıkan ütopik bir kötülük odağı mıdır? Yâda, merhamet tanrılarına yaratılışta ortak olan karanlık ve kötülüklerin yaratıcısı düalist inançların bir ürünü müdür?

  Bir Zamanlar "" İngiliz Kemal'imiz" Vardı! (Aydın akdeniz) 7 Aralık 2008 Toplumsal Uçlar 

Oldukça kısaltarak ana hatlarıyla biyografisini ortaya koymaya çalıştığım İngiliz Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın ardından beş parasız olarak ortada kalır. Devletten para ve mevki talep etmez. Geçimini sağlamak için çeşitli ülkelere gider ve oralarda boksörlük, tercümanlık, dansörlük yaparak hayata tutunmaya çalışır. En son, karlı bir kış gününde Taksim yakınlarında yaşlanmış ve gözlerine perde inmiş bir halde lokantalardan birinin önünde bir dostu tarafından görünür. 1966 yılında vefat eder.

  Marco Polo'nun Tangutlar'da Cenaze Merasimi İzlenimleri (Aydın Akdeniz) 12 Ağustos 2009 Tarihe Yön Verenler 

Ölünün hısımları müneccimleri eve çağırırlar ve dünyadan göçen adamın hangi yılın hangi gününde, hangi saatinde doğduğunu kendisine söyledikten sonra, uğurlu alametlere göre cenazenin ne zaman gömülmesi iyi olduğunu gösteren bir zayiçe (Horoskop) isterler.

 

 



Hayatın kendisi mi sorgulanır satırlarda, geçip giden zaman mı? cevap mıdır önemli olan yoksa yaşanan anlar mı?



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aydın Akdeniz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 23.11.2024 10:22:07