Yazar Tanıtımı | Ağırlıklı olarak deniz ve deniz kültürü üzerine yazıyorum. uzun vadede "deniz edebiyatı" en önemli düşüm... |
Yazısının Özellikleri | kişisel perspektifim. |
Edebi Etkiler | hasan hüseyin, yaşar kemal, sait faik öncelikle yazmak ve sıkça da haddimi bilmek adına her daim borçlu olduğumu hissettiğim ustalar. saygıyla! |
Benzer Yazarlar | yaşar kemal, cevat şakir, sait faik. |
Özgeçmiş | kadıköy'de doğdum, kadıköy'de yaşıyorum, dönüp dolaşıp kadıköy'de öleceğim...
reklamcıyım ve bir de dalış merkezim var.
çeşitli mecralara deniz ve deniz kültürü ağırlıklı yazılar yazmaktayım. |
Bulunduğu Yer | Kadıköy |
|
Selam olsun Balıkçı'ya, Sait Faik'e, Yaşar Kemal'e ve daha nicelerine! Selam olsun Topal Hasan'a, Nuri Ateş'e, Selim Balıkçı'ya, Medarı Maişet Motoru'nda ter döken tüm balıkçılara...
Milli eğitim müfredatından esirgenmiş, günlük yaşamdan soyutlanmış, varlığı rakı, balık ve manzaranın rantından öte anlamı kalmamış denizi anlatan tüm deniz ozanlarına selam olsun! Onlar da olmasalar nereden anlayabiliriz ki aslında bir deniz ülkesinde yaşar gideriz; deryada yaşayan, deryadan bi’haber balıklar misali.
Bir Topal Hasan’dır tutturduk gidiyoruz bu aralar. Kulakları çınlasın, toprağı bol olsun! Topal Hasan Kumkapı’da yaşayıp göçüp gidiverecekti sayısız balıkçı gibi. Kime kalmıştı ki bu dünya, bir garip balıkçıya kalacaktı! Sen çok yaşa Yaşar Kemal, sayende tanıdık, sahiplendik, yaşamımıza kattık onu.
Anlatmak, uzun uzun, bıkmadan anlatabilmek; sabırla, sağduyuyla dinlemek gerek. Yok mudur hala Topal Hasanlar, Ahmet Ateşler… Neredeler? Kaç taneler? Nasıl çoğalacak sayıları? Nasıl anlatacaklar, kime anlatacaklar dertlerini? Kim dinleyecek ki bize anlatacak dertlerini? Kim bilimi elle tutulur anlaşılır bilgiye dönüştürecek?
İşte bu yüzden “bize deniz ozanı gerek!”. Hem de çok gerek. Ne kadar bilim adamı varsa en az o kadar deniz ozanı gerek.
Medar-ı Maişet Motoru’na ihtiyacımız var. Topal Hasanların, Ahmet Ateşlerin sesi olabilmek gerek. Denizin sesi olabilmek gerek. Hepsinden önemlisi, söylememek, yapmak gerek. Ne kadar bilim adamı varsa en az o kadar deniz ozanı gerek!
Şu Şehr-i İstanbul ki, yüzyıllarca balıkları dillere destan olmuş, uğruna kitaplar yazılmış. Şu Şehr-i İstanbul ki, ikibin yıl boyunca tarihin akışını Boğaz’ı, denizi sayesinde şekillendirmiş. Ve biz son sahipleri bu kocamış şehrin, daha yüzyıl önce liman olan yerde tekne kalıntısı bulundu diye şaşırıyoruz! Denize girmek için pusulamız karpuz kabuğu; palamutun adı derya kuzusu. Hal böyle olunca, görmezden gelip önümüzde boylu boyunca uzanan soylu denizi, altına tüneller oyuyor, üstüne köprüler dikiyoruz aşabilmek adına.
Selam olsun Balıkçı'ya, Sait Faik'e, Yaşar Kemal'e ve daha nicelerine! Selam olsun Topal Hasan'a, Nuri Ateş'e, Selim Balıkçı'ya, Medarı Maişet Motoru'nda ter döken tüm balıkçılara...
|
|