Zurnanın Zırt Dediği Yerde Limoncunun Suçu Ne?

Efendiler, Türkiyede gerek siyasi arenada, gerek politika sahasında, gerekse aydınlar arasında halen politika ve ideoloji kavramları bir türlü anlaşılamamıştır! Zaten başımıza da ne geliyorsa bu iki mefhumu birbirine karıştırmamızdan geliyor. Bu tespitimi lütfen realist bir genç kalemin veya okurun tespiti olarak görün! Zira ideolojiler bildiğiniz tanım üzere, fikir demek. Bu ise üstyapısal bir kurum, bir yaşama biçimi veya önerisi, belki bir sistem iken, politika belirli çıkarları elde etmeye, belli amaçlara ulaşabilmek için devletlerin gerekli önlemleri tercih etmesine, onu almasına, o kararı uygulamasına verilen bir addır. Kısaca söylemek gerekirse, ilkinin yakın çıkarlarla ilgisi uzak iken, ikincisinin alakası ilgisi kati surette yakın, dolaysız olarak tam teşekkülü bir birliktelik arz eder.

yazı resim

Yıl 1958 sıcak bir Temmuz ayının 14ünde Irakta bir darbe oldu, Nuri Sait ve Kral II. Faysal devrildi!

O dönemin, İsrail Devlet başkanı David Ben Gurion esas adı David Grün İsrailin başbakanı ve ikinci savunma bakanı. Yakın tarihi kurcalayanlar bilirler ki bu devrim yarı Nasırcı, yarı Baascı bir devrim özelliğini taşır. Ortadoğudaki devrimci uyanışın dinamiği de kendi içindeydi. Türkiye ise bu uyanışı başlatan ülkeydi! 17 Temmuzda Ankarada toplanan Türkiye, İran ve Pakistan delegeleri bir bildiri yayınlayıp Bağdatta devrimin işlediği suçları yerip, hür ve barışsever ülkelerin bütünlük ve bağımsızlığını korumak için Amerikanın kendiliğinden harekete geçmesini istiyorlardı. Rezilliğe bakınız ki 2 gün sonra da Menderes liderliğindeki hükümetimiz Seferberlik için ihtiyati tedbirler alındığını ve 22-45 yaş arasındaki erkeklerin askere çağrıldığını bildiriyorlardı. 20 Temmuzda ise Amerika aracılığıyla Ortadoğudan Türkiyeye petrol gani gani pompalanmaya başlıyordu. Bunu anlamsız bulabilirsiniz fakat serlevha etmek istediğim şeyi Ortadoğu devrimleri çerçevesinde düşününüz! Düşününüz ki Amerikanın kucağındasınız! Sizi kıskıvrak sarmış, her tarafınızdan borcun aktığı, iflasın eşeğinde bir ülkede ne yapacağınızı dahi size o dayatıyor! O curcunada Irakta darbe olduğu halde, yüce devleti âlimiz Amerikanın çıkarlarına çalışmaya veya hizmet etmeye azami dikkat ediyor, gayret gösteriyor! Irakın üstüne yürümeye kalkışıyor! Peki bunu niçin yapıyorsun diye soranlara da: İstikrar için ve elbette iki yüz bilemedin üç yüz milyon dolar kredi bulmak için diyebiliyorlar

Efendiler, Türkiyede gerek siyasi arenada, gerek politika sahasında, gerekse aydınlar arasında halen politika ve ideoloji kavramları bir türlü anlaşılamamıştır! Zaten başımıza da ne geliyorsa bu iki mefhumu birbirine karıştırmamızdan geliyor. Bu tespitimi lütfen realist bir genç kalemin veya okurun tespiti olarak görün! Zira ideolojiler bildiğiniz tanım üzere, fikir demek. Bu ise üstyapısal bir kurum, bir yaşama biçimi veya önerisi, belki bir sistem iken, politika belirli çıkarları elde etmeye, belli amaçlara ulaşabilmek için devletlerin gerekli önlemleri tercih etmesine, onu almasına, o kararı uygulamasına verilen bir addır. Kısaca söylemek gerekirse, ilkinin yakın çıkarlarla ilgisi uzak iken, ikincisinin alakası ilgisi kati surette yakın, dolaysız olarak tam teşekkülü bir birliktelik arz eder.

Tabiatıyla bu hususu anlamlaştırmak için bir köylünün toprağa fidan dikmesi cinsinden (Yani, Anadolu köylüsü fidanı toprağıyla birlikte kökünden söküp, başka bir yere o şekilde nakil eder) meseleyi elle tutulur, gözle görülür bir biçimde izah etmek lazımdır diye düşünüyorum. Bunu biraz somutlaştırmak için bir örnekle izah etmek istiyorum

Malum âliniz Amerikanın genel olarak sistemi emperyalisttir! İdeolojisi ise liberallik. Fakat özgür veya hür girişimcilik ise bu ülkede sözün gelişidir. Ama fakat ve lakin bu sadece ekonomi düzeyinde. Politika düzeyinde de fikir özgürlükçülüğünü kimseye meydanı kaptırmaz Amerika! Elbette ülkelerinde iyi ve kötü uygulamaları da vardır. Amerikanın dünya yüzündeki tüm destekçileri hatta halkı dahi kendilerini hep özgür dünya nidalarıyla öne çıkarmak isterler! Peki, bu neden böyledir? Neden, temelde kendilerini özgürlükçü sayıp her tarafı hallaç pamuğuna çeviriyorlar? Sanıyorum bunu bir yaşama biçimi, özgür bir toplum ideolojisini her tarafa önerdikleri için olabilir. Zira görünen yüzüyle Özgürlük sadece Amerikanın tekelindedir!

Onun için bir iş yahut oluşum Amerikanın çıkarlarına dayandı mı, ideoloji ve gereklerini hemen görünmez eller tarafından rafa konur! Eli kanlı diktatörleri, en aşağılık faşistleri destekleyiverir. Özgürlükçülükle bağdaşması olanak dışı işlere, göz yummaya başlar. Batılı özgür dünya adına, Amerikanın, Üçüncü Dünyada ne karanlık işler çevirdiğini, halen televizyonlardan görüp tahlil etmediyseniz sanıyorum hatırımız kalır sizlerde de. Çünkü ideoloji olarak özgür bir dünya dan yana Amerika sistem içerisine aldığı ülkelerin kesinlikle çıkarlarına uymasını da politika haline getirmiştir artık! Onun için sen en istediğin kadar, İdeoloji düzeyinde özgürlükçüyüm ben de, kendini, özgür dünyanın neferi olarak gör; eğer politika düzeyinde Amerikanın dediklerine ve çıkarlarına kayıtsız şartsız uymazsan, bakmaz senin gözünün yaşına! İdeolojisinin liberallik olduğunu da unutur bu arada, sözünden çıkmayacak bir faşisti pat diye diker milletin karşısına sonra da bir bir sürer piyonlarını ortaya.

Gelelim ülkemize, bizde şuan AK Parti kanadı kendilerine göre liberal geçiniyorlar! Özgür girişimcilikten yanalar yani, ideoloji olarak özgürlükçü demokrasiyi seçmiş, patron olarak, stratejik ortak olarak da Amerikayı tanıyor öyle değil mi? Yalnız ideoloji ile politikayı birbirine karıştırdığımızdan olacaktır ki sözgelişi Türkiyenin kalkınmasına, ya da dış politikasına ilişkin konularda Amerikayla ters düşmesini durumun da neden hep devlet ricali yerinde sayar ve bir karar mekanizmasının zamanı içinde debelenip duruyorlar dersiniz? Sizce de sorun basit değil mi? Özgürlükçülük Amerikanın kendisi için uygulanmakta olan bir ideolojidir bizim için değil de ondan! Zira bugün Amerikada bile Komünist Partisi var. Ama öteki ülkelerden ibaret bunu yapmadı mı isterse özgürlükçülüğün feriştahı olsun, ne çıkar, ne yazar yani? Oysa Amerikanın işine geldi mi yalnız faşist diktaları değil, Soğuk savaş ilan ettiği sözde komünist ülkenin diktalarını bile tarafını tuttuğu, desteklediği, yardım ettiğini sağır sultan bile duymuştur modern çağda!

Peki, durum böyle iken Ak Parti neden ağabey olarak halen Amerikayı, CHP neden Rusyayı tercih ediyor? Sanıyorum bu durumun tahlilini siz yapmalısınız! Evet, düşünün ki Ruslar ve Çinliler de, ideolojik olarak sosyalist oldukları halde önerileri ise toplumcu bir hayat görüşü olduğu halde, yaşamanın toplumculuk ilkelerine göre uygulamasını temenni ettikleri halde, iş politika düzeyinde daha çok Rusyanın veya Çinin çıkarlarına göre ayarlanmazsa yandı canım keten helva İdeoloji, bir de bakarsanız bu büyük ülkelerin o sıradaki ekonomik ya da politik çıkarlarına göre hemencecik kılıf değiştirmiş Oysa Rusyanın da, Çinin de, öteki ülkelerden istediği, kendi ülkeleri içinde kesinlikle ideolojiye uygun olarak hareket etmesi değil miydi ha? Öyle gibi görünse de değil imiş demek ki! İstediği Rusyanın ya da Çinin politikasına gözü kapalı itaatten başka birşey değildir öyleyse! Başka türlü ne Ruslar, Ne Çinliler ne Amerikalılar severler sizi!

Bunun da örneği tarihte kıyamet gibidir. Mısır da Nasır dönemi vardı biliyor sunuz değil mi? Nasır, oradaki komünistlerin birçoğunu öldürdü malum aliniz! Yetmedi hapiste yatan solculara da nefes aldırmadı, akıl almaz işkencelerden geçirtti. Peki buna rağmen Ruslar Nasırı ve rejimini sonuna kadar neden desteklediler dersiniz?! Hatta rejimin ayakta durabilmesi için akıl almaz bir şekilde milyonlarca dolarlık masrafları neden yaptılar akkıllarınıza havale Babalarının hayrına değildir herhalde! Bu tamamen politik düzeyde başta Nasırın çıkarlarına uyuduğu kadar kendi çıkarlarına da uyduğu içindir Durum solda da ideolojik düzeyde Ruslardan yana olup da, politik düzeyde başka havalar çalmak isteyen örgütlerin varlığını inkar edelim demiyorum onlar da bizdeki AKP ve CHPnin yani, sağ ve soldaki bu yanılgısını kendi içlerinde yaşayarak idrak ediyorlardır ki buna da eminim.

Peki ne olmalı? Çıkarı nedir bu işin söyleyeyim!
Bu ülkedeki sağ parti ve solda partilerin hiçbir devletin emir ve yasaklarına bakıp hizaya gelmemesi gerekir! İdeolojileri evrensel, politikaları ulusal yapıp, evrensel yöntemlerle, ideolojilerini kendi koşularına uygun denklemler kurup, bundan ulusal politikasını çıkartıp, sonra da, uygulamaya acilen geçilmesi gerekir! İşte formül bu! Çünkü yenidünya sisteminde ki dev ülkeler bunu yapıyorlar! Ha ben daha küçük bir ülkeyim kalkınıyorum dersen, bu ülkeler seni ve vatandaşlarını deney tüpünde yaşamaya mahkûm etmeye devam edecektir

http://twitter.com/yusairmak
https://www.facebook.com/yusairmak
yusairmak@hotmail.com

Başa Dön