Zeus'un Kızı; Bir Varmış Bir Yokmuş

Şehrazat ile başlayan masalların öyküsü ise hiç de masal gibi değildir aslında. O günden beri ilk masalı bir kadının anlattığı söylenir. Çocuğunu ve sevdiği adamı kurtarmak için…………….

yazı resimYZ

Çoğumuz minik kurbağayı öpünce prensesin bir prense kavuştuğunu sanıyor değil mi? Halbuki çok azımız gerçeği biliyor.
Prenses, doğum gününde annesinin hediye ettiği altın top ile oynarken onu dereye düşürür. Kurbağa ise prensesin gözyaşlarına dayanamaz. Ve ona arkadaşı olması koşulu ile altın topu getireceğini söyler. Prenses söz verir ancak altın topu aldığı gibi arkasını döner, gider. Kurbağa bir süre sonra sarayın kapısını çalar ve ona yalan söylediğini söyler. Bunun üzerine prenses onu eve alır. Beraber söylene söylene yemek yer. Yatma vakti gelmiştir. Prenses, çirkin ve ıslak kurbağanın yanında yatma isteğini geri çevirir. İyi geceler, öpücüğü istemesi ise prensesi deliye çevirir ve kurbağayı fırlattığı gibi duvara yapıştırır. Ancak prens kalkarak ona gülümser.
Şehrazat ile başlayan masalların öyküsü ise hiç de masal gibi değildir aslında.
Bir oduncu, her gün karısını ölesiye dövüyormuş. Bir gün kadın, hamile olduğunu anlamış. Çocuk sahibi olmayı hayal eden bu kadın, bütün gün ağlamaktan yorgun düşmüş. Akşama ise, “ dur diyor adama sana bir şey anlatacağım istersen sen beni sonra yine döv” Ve başlıyor anlatmaya….durmadan, oradan oraya anlatıyor masallarını……Ve bunu çocuğunu korumak için dokuz ay on gün boyunca yapıyor. Dünyaya gelen bebek öyle tatlı öyle tatlı ki adam onu kucağına alınca bir daha ne karısını dövüyor ne de bir başkasını üzüyor.
O günden beri ilk masalı bir kadının anlattığı söylenir. Çocuğunu ve sevdiği adamı kurtarmak için…………….

Başa Dön