Zeus'un Kızı; Arkası Yarın

Bir kadının yaratıcılığı, çalıştığı ve yarattığı kadarı ile ölçülüyorsa yetiştirdiği çocuklarından emekliliği mümkün müdür ? Hatta herhangi bir güvencesi olmadığı için, mutlu olmayan nice kadın boşanamamakta. Güvence altına alınamayan hayatlar kayıptır. Bu kayıp hayatlardan ise, bir şeyler beklemek tümden ayıptır. Kafiyeyi bozmak için olsa bile, bu kadınların neden hala sessiz kalabildiğine inanamıyorum

yazı resim

Kadın ve adam yeni bir eve taşınırlar. Her zaman özlemini çektikleri, pembe panjurlar, geniş bir salon, belki de kocaman çalışma odaları ve küvet. Bahçede küçük bir havuz bile olabilir. Neşeyle taşınan eşyalar, kısa sürede yerlerine yerleşirler. Ama bir süre sonra hava özellikle karardığında, ortada tuhaf yaratıklar dolanmaya başlar. Ve güneş bir iki gece sonra, hiç doğmayacak gibi batar. Artık anlattığımız, klişe korku filmlerinin en yerinde durulmaz sahneleri başlamıştır.
Gerçek, kadın için, ne zaman bir kabusa dönüşür. O sevecen, kibar, cefakar kocanız, bir anda ne zaman bir menfaatçiye, zamanınızı ve ömrünüzü boşa harcadığınız bir kitaba dönüşür hiç düşündünüz mü? Sihirli kelimeyi bilemediniz değil mi? Söyleyeyim öyleyse BOŞANMA! İşte böyle bir durumda sahnede gördüğünüz görüntü, tam bir korku filmine dönüşür. Boşanma ve mal bölüşümü; size burada hukuki olarak paylaşımı anlatacak değilim, ben de bilmiyorum. Ama vazgeçilen onca imkan, kaybedilen fırsatlar, erkek egemen bir toplumda erkeğin başarısı için girişilen çabalar, kendini geri çekme politikası…….İşte tam da bahsetmek istediğim bu. Tahmin ediyorum ki noktalı yerleri, birçok kadın kendince, başka sebeplerle doldurmak isteyebilecektir. Kocasının peşinde göç etmek zorunda olup işe başlayamayan, çocuklarına bakmak adına mesleğini yapamayan için bir hukuki düzenleme var mı merak ediyorum? Bu kayıplar nasıl hesaplanır bilemem, ama sadece psikolojik olarak, ölçülemez olanı bile, bir buzdağı büyüklüğünde olabilir. Bu kadar önemli bir boyutta ise, ölçülebilir olması gerekmez mi?
Bir kadının yaratıcılığı, çalıştığı ve yarattığı kadarı ile ölçülüyorsa yetiştirdiği çocuklarından emekliliği mümkün müdür ? Yenilerde bireysel emeklilik bir ölçüde bu yarayı sarsa da, imkan dahilinde olmayan kadınlar hala açıkta deyim yerindeyse. Hatta herhangi bir güvencesi olmadığı için, mutlu olmayan nice kadın boşanamamakta. Güvence altına alınamayan hayatlar kayıptır. Bu kayıp hayatlardan ise, bir şeyler beklemek tümden ayıptır. Kafiyeyi bozmak için olsa bile, bu kadınların neden hala sessiz kalabildiğine inanamıyorum. Tabi ki en önemlisi iş güvencesi. Bence sakatlık mecburiyeti gibi işyerlerinde, dul kadın çalıştırma zorunluluğu da getirilebilir. İstenen hakların haklı olabilmesi için, şartların artık çok iyi ortaya konulabilmesi gerekiyor. İnsanlar başkalarına menfaat sağlayacak işler için, maddi karşılık beklemeden çalışmayı bırakmadan, kadınların bu tür boşanma durumlarında manevi olarak hak talep ederken, fiziki şartlarında göz önünde bulundurulması gerekliliğini ortaya koyabilmesi zaruridir. Bir meslek edinmek için kadının, lisans mezunu olup olmadığı, yabancı dil bilip bilmemesi önemli, ama bunları imkan yaratılsa idi, öğrenme ve uygulama alanlarında ne kadar başarılı olup olmayacağının bilinemeyeceği benim anlatmak istediğim.
'Savaşlar bize düşmanlarımızı sevmeyi değil; müttefiklerimizden nefret etmeyi öğretir.' W.L. George

Başa Dön