hala sen kokuyor ellerim
hani dokunmuştum ya yüzüne
neyse, zaman kadar ömrün var bende
yürüyorum yalnızlığım çıkıyor çıkmazlarda
çıkmazlar yalnızlığıma çıkıyor
ben nereye çıkıyordum?
o çıkmazlarda çıkan yalnızlığımın içinde,
tek görebildiğim senin kimliksiz suretindi...
tekrar dokunsam diyorum kendimce
korkuyorum..
ya kayboluversen birden bire
yalnızlığımda gider senle
kirlenir yüzüm
yüreğim öylece kalır iyice senden ırak
indiriyorum elimi uçurumlara
kokun geliyor hala
yıkasam ellerimi geçer mi bu acı?
ne anlamı var, hücrelerime işlemiş
damarlarımda türkülerle halay çekiyor
yoruluyorum çıkmazlarda çıkanlarla
yani senle
yani yalnızlığımla
oturuyorum öylece olduğum yere
bu koku, bu hayal, bu bu...
ben ölüyorum
dur, ağlama hemen
giden benim, sevdam değil
sevgim zaman gibi
sevgim başlangıçlar gibi
aralıksız ve yavaş yavaş
düşüyorum, düşünüyorum, düşlüyorum
düşüm dünde kalıyor
düşünmek sonsuz yaşıyor
düşmek kaçınılmaz
kalkamıyorum...
kalkamadığım heryer sen kokuyor
hayat biraz uzaklaşsa ne iyi olur diyorum
ağlayamıyorum ağlamalarıma
yalnızlığımı verin geri fikirlerim
bu defa sensiz olsun
sen ve kokun
yani suretin ve kokun
beni de onu da mahvediyorsunuz
ellerim
yalnızlığım
sen
kokun
çıkmayan çıkışlarım
uçurum, düşüm, dünüm, bugünüm
ben nereye çıkıyordum?
oturmuştum en son...
şimdi uzanmışım, çok soğuk değil mi?
göremiyorum da artık
kokun, kokunu hissedemiyorum
ben ölüyorum
korkma, ağlama
ben ölüyorum sevgim orda
başlangıçta
zaman da
ben mi??
yalnızlığımla baş başa...
Zaman Kadar Ömrün Var Bende...
acımın siyah beyaz yansıması kağıda ve buraya...