Zamanın içinde bir yerlerde olmanın rahatsızlığı.
Bilememek, duyamamak, hissedememek,
Ölümün hemen orada karşında oturduğunu ya da ilerde pek sevgili eşin olacak insanın az önce mağaza vitrini önünde durduğunu.
Dakikaları har vurup harman savurmanın düşüncesizliğiyle, düşünmek geleceği. Sanki şu anı yaşasak gelecek kendini rafa kaldıracakmış gibi.
Sonsuza kadar sürecekmiş gibi bu bayrak yarışını devam ettirmek,
Az önceki senin şimdiki sana bayrağı tutuşturmasını izlemek.. Aslında hepimiz tanrı tarafından yaratılmış kum saatinin içinde hapsolmış, düşmek için sırasını bekleyen, zavallı birer kum tanecikleriyiz!
Ve ne kadar acı ki hepimiz sıramız geldikçe aşağıya düşeceğiz.