Zaman....... Hani şu bendini yıkıp su gibi akıp giden acımasız zaman.Hani,yelokovanla akrebin birbirini kovaladığı,giden günün bir daha sla geri gelmediği,hani şu "zaman en iyi ilaçtır" dedikleri zaman.En kötü durumda geçmek bilmeyen,ama en mutlu anda göz açıp kapayıncaya kadar geçen ,eskiden herşeyin daha kıymetli olduğu "ah...bizim zamanımızda" diye başlayan cümlelerdeki zaman..
Acaba zaman mı hızla akıp giden,yoksa biz mi çok hızlı yaşıyoruz zamanı bilinmez.Belki de bize ayak uydurmak için bunca zamandır nesef nefese yelkovanla akrep kimbilir?Duvardaki,masadaki,kolumuzdaki saatlere gözümüzün alışması mıdır zamanı bu kadar değersiz kılan?Yaşanılan o anın bir daha geri gelmeyecek olması,neden durup düşündürmez bizi?Neden "an" 'ın kıymetini bilemeyiz nefes alıp verdiğimiz sürece?Neden küseriz mesela birbirimize?Oysa ki küslükler ve ayrılıklar için o kadar vakit yoktur hayatta.Aslında vakit dardır.Ama musluktan boşa akan su misali akıp giden zamana bir sürü ayrılıklar,dargınlıklar sıkıştırırız çok gerekliymiş gibi.Sileriz insanları hayatımızdan,söveriz,unuturuz,ayıplarız,kınarız. ve bu kısacık zamanı gri renge boyarız.
Mesela akşama kadar mahalle arasında oynamak,elleriniz ve yanaklarınız yapış yapış olana dek elma şekeri yemek,istediğiniz oyuncak alınmayınca ağlamak,hasta olunca annenize naz yapmak,onun yumuşak sesinden ninniler dinlemek,gece saat dokuz'da uyumak,uzun yaz günlerinde öğle uykusuna yatmak,tek kanallı bir dönemin en mutlu çocuğu olmak artık mümkün değil öyle değil mi?Bir daha o günlere dönmek mümkün olmadığı gibi,seneler sonra bu günlere dönmekte mümkün olmayacak.
Hızla koşarken ansızın durup geriye baktığımızda ne gördüğümüzdür önemli olan aslında.Ardımızda bıraktıklarımız ilgilendirmeli bizi.Mutluluk mu,kahkaha mı?Gözyaşı, ayrılık mı?Hayal kırıklıkları,ümitler,düşler....Bütün bunların toplamıdır hayat.Zamanı iyi kullanmaktır maharet.Dakikaları mutlulukla çarpmalı,ümitlerle toplamalı ve umutsuzlukları hayatımızdan çıkarmalıyız.Çünkü; zaman akıp gidiyor,onu durduramayız!.....