Yüzleşme

Öğrenci gözünden eğitim maratonu

yazı resim

En güzel yıllarındasın hayatının. Evet, evet sen, sanadır sözlerim. Bu köşeye bakan yaşlı amcaya ya da öğretmenlikte bilmem kaçıncı yılını tamamlamış, sen giderken biz dönüyorduk oğlum diyen öğretmenine değil, sana sesleniyorum genç. İçindeki asi, hareketli, konuşkan, meraklı duygularını yani ergen tavırlarını bastırmak zorunda kalan, hayatın yoğunluğuna alışmaya çalışıp, bazen ekosistemdeki yerini ve görevini bile unutan, çocukluk ile yetişkinlik arasında sıkışıp kalan çoğu zaman bunalımda yaşayan canlı, sana sesleniyorum. Niye hayatı kendine zehir ediyorsun? Acı çekmek hoşuna mı gidiyor yoksa böyle görünmek seni popüler mi kılıyor. Ama bunun bir popülaritesi yok, sadece birkaç dakikalığına ilgiyi üstüne çekmiş olursun. Galiba sorun, bunaldıkça sorunları içine atman. Peki, neden bunalıyorsun? Bizi sistem böyle yaptı deme sakın, böyle diyerek kolaya kaçıyorsun aslında. Görünmeyen bir şeye suç atmak kolaydır çoğu zaman. İş yine sende bitecek gibi.İş bana mı kaldı yine? Bak iyice bunalttın beni! dediğini duyar gibiyim, en iyi bilgi özeleştiri yaparak kendinden öğrendiğindir. Biraz özeleştiri yapmaya ne dersin?

Öğrenci milleti değil miyiz, aynı çuvala bile girmez çoğu bizle. O kadar sıkılıyoruz ki hayatımızın monotonluğundan, suçlayacak somut kavramlardan çok, soyut kavramlar daha çok hoşumuza gidiyor. Sistemi suçla gitsin, ne âlâ, ağzı var dili yok. Ama biraz düşününce sisteme suç atmak çok gereksiz gelmiyor mu sana da? Sonuçta sistemi kuran ve onu belli bir düzene sokan, senin büyümüş -ilerde eğitimci olmuş- hallerinden birisi. Yani herhangi bir konuda sistemi insanoğlu oluşturur ve yine o, bu sistemi yürütür. Zannetme ki var olan eğitim düzeninin kusursuz ve mükemmel olduğunu savunuyorum. Şu an herhangi bir öğrencinin, düzeni eleştirerek ya da ona karşı örgütlenerek değiştirebilmesi ülkemizde gerçek gibi gözükmüyor. Bunun için de var olan düzeni değiştirmeye çalışmak yerine şimdilik ona ayak uydurmaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Hiç eleştirilmeyelim ya da soruşturmayalım demiyorum, bulunduğum köşeyi yırtacak gibi bakmayın. Ama hakikat şu ki beğenmediğimiz düzeni değiştirmek için ilk önce o düzenden başarıyla çıkmak zorundayız.

Başarılı olabilmek için var olan sistemde bize sunulan imkânları en iyi şekilde değerlendirmeliyiz ve mazeretlerin arkasına sığınmamalıyız. Daha güzel bir dünyada yaşamak ellerimizde değil mi? Ulu Önder Atatürkün de söylediği gibi Bu ülke biz gençlere emanet

Ozan Onur TEK

Başa Dön