Yusuf ve Kuyu
Yakubun etrafında yıldızlar,
Ama o yalnızca güneşe ram oldu.
Ancak batınca güneş, teselliyi ay ışığında buldu
Vicdan çökmüştü, pusuya karanlık kuyularda.
Merhamete sinsi tuzaklar kurmak için,
Adaleti ve erdemi çamurda boğmaya hazırlanıyordu.
Sadakati, hayali bir canavar katletti.
Ve bir ceylanın kanı kalleşliğe ödünç alındı.
Güneşi kararacak, yüreği yanacak hakikat elçisi bir baba için
Kan ve kuyu oyunu bir çare olmadı,
Kıskançlığın hileli geleceğine, o yalnızca bir kumardı.
Oysa ceylan bir gün, ziyankâr bedbahtlar her gün ölürdü.
Gerçekte düşen Yusuf değildi,
Kıskançlığın, birliği yok eden ayrılıkçı kuyusuna.
Kardeşliği bölen bir ihanetin, muhalefet körlüğüydü hakikate
Susuz kuyu yağmuru beklerken,
Çevirmişti çölün güneşi, içini apaydınlığa.
Su yerine Yusuf çıktı kuyudan, güzelliği parayla satan tüccarlara
Umut; güzel haberi sesiz ve yıllarca bekletti,
Muştu yeşersin diye gözyaşı ekildi kum tepelerine
Ey suya doymaz çöl, isteme artık çünkü Yakubun pınarları tükendi!
Ey sonsuz sabır!
Güneş artık daha parlak doğsun,
Eriyip kaybolsun pür ışıkta solgun yıldızlar.
Ve Yakubun oğulları Mısırda dilensin bir avuç sefaleti,
Bulsunlar kuyuya gömdükleri sadakat ve merhameti.
Söndürsünler artık,
Yakubun yüreğindeki o kor hasreti!
Getirsinler, umudu tükenmeyen bu babaya
Vuslat müjdesini
Ve Güneşe perde olan,
Yusuf kokan terli mendilini
Yusuf ve Zindan
Yıldızlar ay ışığına mahcup,
Yusuf, gençliğin terleyen bıyıklarına.
Kıyamazsın Ey Yakup bu yanık tenli delikanlıya bakmaya!
Ne kadar da keskin bu bıçaklar.
Bir sevdayı acıtmadan kesip bitirmek için mi?
Yoksa hasta bir kalbi tutkulu bir bedenden ayırmak için mi?
Ey kara sevda, nedir bu iftira?
Parmaklıklar ardında daha mı huzurlusun?
Koy arzulu ve umarsız gönlünü zindana sükûnet bulsun.
Yıllar sessiz ve habersizce tükendi.
Ey saray, uyan artık şu esrarlı rüyandan!
Bir meftunenin ateşi, külleriyle örtünüp sönen zamanı yitirdi
Ey Yusuf!
Seni unuttular zindanda
Öyleyse boş durma ağla.
Kavuşmayı bekleyen Yakuba ağla
Kardeşliği kuyuya gömenlere ağla,
Birliği bölüp, gerçeğe yüz çevirenlere
Ağla zindanda geçen yıllara,
Ağla ki, körelsin şehvet pak bedeninde,
Adalet yücelsin yüreğinde,
Erdem doğrulsun sözünde,
Ve merhamet dolsun gönlüne
Ağla ey Yusuf!
Gençliğine ağla,
Boşa giden yıllara!
Kuyunun, zindanın ve hain yüreklerin karanlığında
Güneşi bekleyen ülkene ağla...
Rahman ve Rahim olan Allah için ağla
Kazım Bayar / 25.06.2012
http://kazimbayar.blogspot.com/2012_07_01_archive.html