Bir karamsarlık kaplar içimi yokluğunda,
Karanlık , kör kuyularda kaybolurum.
Büyür büyür de ellerim, ayaklarım
Bir kibrit kutusu kadar dar gelir dünya,
Küreği olmayan bir sandal gibi
Yalnızlık dalgalarında savrulurum.
Yıldızlar kadar uzaktır bana mutluluklar,
Bir mozaiğin parçaları ayrılır birbirinden,
Adını bilmediğim şeyleri arar dururum.
Bir karamsarlık kaplar içimi yokluğunda
Karşıdan görünen dağlar
Sanki bir ağırlıktır omuzlarımda,
Küçülürüm suda yüzen buz parçası gibi,
Ayak altında ezilen bir karıncanın
Kaderine ortak olurum..
İçimde kurumuş , zayıf bir dalı
Yeşillendirme çabamdan yorulurum.
Bir karamsarlık kaplar içimi yokluğunda
Düz yolları hep yokuşa vururum.
Sarı sonbaharın hüznü dolaşır damarlarımda
Ağlayan çocukta sızlayan yüreğimi,
Gidenin arkasından el sallayanın yalnızlığında
Hasretini bulurum.
Bir karamsarlık kaplar içimi yokluğunda
Senden gayrı herşeyi , herkesi unuturum.
Haydi gel uzaklardan!
Kendi köpüklerinde kaybolan ırmak gibi
Sadece sen gelince durulurum,
Kurtulurum karamsarlıktan,
İlkbaharda çiçeğe duran ağaç,
Kaybettiği oyuncağını bulan çocuk olurum.