Yine Yeşillendi Fındık Dalları

Karadenizin eşsiz güzelliği ile birlikte Orduya doğru ilerliyoruz. Az sonra Türkiyenin en büyük tünelinden geçiyoruz. Ünye ile Fatsa arasında 3 bin metre uzunluğunda olan Ordu Nefise Akçelik Tüneli. Kısa bir süre sonra Orduya giriyoruz. Karadeniz Bölgesinin muhteşem doğasını bozulmadan korunduğu Ordu ili temizliği, yeşili ve deniziyle dikkatleri çekiyor.

yazı resimYZ

YİNE YEŞİLLENDİ FINDIK DALLARI
Orduya Tokat-Niksar-Ünye üzerinden giriyoruz. Canik Dağlarını tırmanıyoruz. Yaylalardan geçiyoruz.
Müthiş bir doğa güzelliği ile karşılaşıyoruz. Ağaçlar yemyeşil. Ahşap yayla evleri dikkatlerimizi çekiyor. Orduya yaklaştıkça fındık ağaçları sıklaşıyor ve biraz sonra hep fındık ağacı olarak karşımıza çıkıyor.
Bu etkileyici ve büyüleyici manzara eşliğinde Karadeniz sahillerine ulaşıyoruz. Şimdi Ünye içindeyiz. Küçük ve şirin bir ilçe.
Karadenizin eşsiz güzelliği ile birlikte Orduya doğru ilerliyoruz. Az sonra Türkiyenin en büyük tünelinden geçiyoruz. Ünye ile Fatsa arasında 3 bin metre uzunluğunda olan Ordu Nefise Akçelik Tüneli.
Kısa bir süre sonra Orduya giriyoruz. Karadeniz Bölgesinin muhteşem doğasını bozulmadan korunduğu Ordu ili temizliği, yeşili ve deniziyle dikkatleri çekiyor.
Şehir Boztepeye doğru tırmanıyor. Buraya daha ziyade yerli turistler geliyor. Geçim kaynağı genellikle fındık. Bunun yanında balıkçılık ve turizm. Birkaç tane de fabrikası var.
Ordu şehri, 700 yıllık geçmişe sahip bir şehir. Halan varlığını sürdüren Eskipazar üzerine kurulmuş.
Şehir içinde bulunan öğretmenevine yerleşiyoruz. Kıbrısta görev yapmış olan arkadaşım rehber öğretmen Talip AKARSU, bize buradan yer ayırıyor.
Yerleştikten sonra resteuranta geçiyoruz. Biraz sonra Talip AKARSU da geliyor, derin bir sohbete başlıyoruz. Öğretmenevi Karadenize bakıyor. Denizi seyrederek balıklarımızı yiyoruz.
Akşama doğru şehrin merkezini dolaşıyoruz. Yollar dar. Dükkanlar iç içe. İnsanlar sıcakkanlı. Şehir temiz.
Sahil boyunca yürüyoruz. Her taraf kafeterya, çay bahçesi. Biz de bunlardan birine oturuyoruz. Çok lezzetli olan Karadeniz çaylarından içiyoruz.
Ertesi gün, bize Boztepeye çıkmamızı salık veriyorlar. Boztepe, Orduya kuşbakışı hakim en yüksek zirve. Arabasız gidemezsiniz.
Tepeye çıkarken bakir bir güzellikle karşılaşırsınız. Her taraf yemyeşil. Fındık ağaçlarıyla dolu.
Fındık, burada çok önemli bir bitki. Adeta hayatın bir parçası. Ordulular, fındığı kendi çocukları gibi görüyorlar. İtina ile bakıp koruyorlar.
Fındıkların arasında yılan gibi kıvrılarak zirveye çıkıyoruz. Karadeniz bütün çıplaklığıyla ayaklarınızın altında duruyor. Deniz, şehir ve fındık ağaçları birbirini tamamlıyor. Arkada yüce dağlar fona eşlik ediyor.hiç ayrılmayan arkadaş gibiler.biz de bu güzelliği içimize sindire sindire seyrediyoruz.
Daha sonra eski anayol üzerinden Orduya iniyoruz. Denize yaklaşık elli metre yükseklikte üç kız yan yana oturmuş duruyor. Tabi bu, heykelden başka bir şey değil.
Ordunun yaygın türkülerinden biri de Tabya Başında Üç Kız Yan Yana dır. Tabya Başı, Keçiköyüne giden anayol üzerinde ufuklara kadar ayaklar altında serili görünen güzel manzaralı bir semtin adı.
Burası kık elli yıl önce Orduluların Keçiköye yaptıkları gezintilerin uğrak yeri imiş. Halk, buraya Aşıklar Yolu dermiş.
Türk Edebiyatında da önemli bir yeri olan türkümüz şöyle başlıyor:
Yine yeşillendi fındık dalları
Acep ne olacak yarin halleri
Dalgalanıyor pembe şalvarı
Kız allan pullan gel, gel yanıma
Beyaz kollarını dola boynuma.

Tabya Başında üç kız yan yana
İçlerinden biri göz etti bana
Nur olsun seni doğuran ana

Ordu ili geleneksel el sanatlarıyla da kültür ve sanat dünyasında yerini almıştır. Yaylalarıyla turizme fayda sağlamıştır. Karadeniz bölgesinde ilk belediye tiyatrosu ve Türkiyede ilk köy gazetesi burada çıkarılmış.
Doğal güzellikleriyle, gelenek ve görenekleriyle, yöresel yemekleriyle mutlaka görülmesi gereken bir yöremizdir..

Başa Dön