"Yine ne oldu?" Bir zamanlar en sinir olduğum soruydu bu ve aynı zamanda incindiğim. Yaş olgunluğa erişince böyle bir yaklaşıma meydan vermiyorsunuz. Bu tamamen benim bakış açım. Genelleme değil özelleme yani.
Daha fazla insan olunca çevrende daha mutlu olmuyorsun. Çokluk içinde azsan, yarımsan hatta çeyrek bile değilsen kalabalığın bir katkısı yok hayatına.
Hiç birini tanımadığın ama aynı havayı bir yolculuğun ya da filmin bitimine kadar paylaştığın insan yığınıyla güya tanıdığın, huyunu, suyunu biliyorum dediklerin sana aynı mesafedeyse yol verin gitsinler. İnanın yaşam yolculuğunuz eskisinden daha keyifli olacak.
Hayatın rutin akışında bazen her şey ters gider. Bütün aksilikler, üzüntüler, haksızlıklar, çaresizlikler, bezginlikler, maddi, manevi kayıplar sanki sizi yıpratmak için acımasızca kuyruğa girer.
Yüreğiniz, ruhunuz deprem felaketi, bedeniniz de artçı sarsıntılar geçirirken gülücükler saçamazsınız etrafınıza doğal olarak.
Sizin bu mutsuz halinizi görüp "Yine ne oldu? diyen bir kişi varsa yanıbaşınızda bilin ki o zat size en uzak kişidir. Onun gözünde hep ağlak, aciz, problemlisinizdir. Her şeyi kendinize dert, tasa ettiğinizi düşünmektedir.
Seviyeli, aklı başında, güzel duygularını herşeye rağmen kaybetmemiş insanlar asla "Yine ne oldu? gibi samimiyetten uzak bir cümle kurmazlar.
"Anlatmak istediğin bir şey varsa dinlemeye hazırım. Gece, gündüz arayabilirsin"
"Seni üzen her ne ise emin ol geçecek. Her karanlık aydınlığa gebedir"
"Her problemin bir çözümü vardır. Yeter ki umudunu yitirme".
gibi yaklaşımlar daha insani değil mi?
Bazen güzel bir bakış, sıcacık bir dokunuş da yüreğe su serper. Güzel, etkili bir cümleden kırk kat etkilidir.
Son söz olarak diyorum ki: Yolunuz gerçek sevgiden geçsin , yolculuğunuz hakiki dost, güzel insan yanı olsun. Üzecek insanlar varsa tek kişilk koltuk yeter aman eksik olsunlar!