Yıldırım Olacağım Anne
Göğsümün sol yanında inceden bir sızı
İçim daralıyor boğuluyorum anne.
Düşlerimde çocuklar ağlıyor,
Demirden kuşlar ölüm kusuyor anne.
Söyle bana anne
Buralarda da demokrasi patlar mı?
Çocuklar vurulunca özgür olur mu?
Anneler yalan söyler mi?
Hani, dünyamız maviydi..!
Dünyaya açılan pencereden,
Mavi yansımıyor anne...
Pencereden yansıyan haberleri,
Patlayan demokrasileri,
Sevmiyorum anne.
İçimden oynamak gelmiyor
Bana artık oyuncak alma anne...
Kapatalım pencereyi
Parçalanmış bedenleri,
Yoklukları, yıkıntıları,
Yıkıntılar arsından sızan gözyaşlarını,
Umarsızca eğlenebilen pa-parazitleri
Görmeğe dayanamıyorum anne..
Her fırsatta;
Büyüyünce ne olacaksın?
Diye sorma anne..
Kapitalizmin kirli lüks yaşamları
Kör etmiş insanları
Onbinlerce çocuk ölürken dünyada,
İnsanlar sustukça
Ben çoktan büyüdüm anne.
Irak'ın kent ve köylerinde, hergün
Demokratikleştirilen bir evin enkazından
Kadın ve çocuk cesetleri fışkırıyor.
Ne çabuk kanıksadı insanlar
Yoksa onlar insan değilmi anne..
Hâlâ yanıt bekliyorsa sıcak yüreğin
Sahte özgürleştirilmeler,
Ve kirli paylaşımlar adına
Çocukların bedenlerini parçalayan,
-düşlerini prangalayan
Güdümlü demokrasileri vurmak için
Yıldırım olacağım anne..
06.Ekim 2004 Berlin
İsrafil Yıldızkan