Yaşam Sofrasından Kırıntılar

Birey, toplum, millet olarak yaşananları görüyor, hiçbir şey olmamış gibi sonucuna katlanıyoruz. Devlete, bir kuruma kapılanmış kişilerin hakları korunduğu halde, emeklinin, düşük gelirli esnafın, kadrosuzların, işsizlerin hakları boşlukta içler acısı. Futbol taraftarları bile teröristlerin bir benzeri görüntüsünü vermiştir. Saygılarımla.

yazı resim

Yaşam sofrasından kırıntılar

Doğal afetler, mukadder akıbet ölüm dışında, insanlara üzüntü veren acılar, hemcinsleri tarafından yapılmaktadır. Aşk acısı, maddi değerler kaybı, manevi yönden gördüğü eziyetler, çıkar kavgaları bunlardan bazıları. İnsanın doğasında rekabet hırs vardır. Bunlar için yaşama donanımlı başlanması gerekiyor. Özellikle de bir ömür beraber yaşatacağınız evliliklerde.

Acılar insanı olgunlaştırır. Bir işi gözümüzde büyütürsek, iş daha da ağırlaşır. Bunun gibi acıları da sindirerek unutmak gerekiyor. Zor gibi görünse de, zorunlu olarak yapacağımız bir iş de bizleri olgunlaştırır, yüceltir, güçlendirir.

Frekansını tutmadığın yerde barınma, barınmaya çalışsan da, onlar seni barındırmak istemez.Çünkü onlar durdukları ortamda, küçük dünyaları içinde, seni görmek istemez. Sen içlerinde olduğun sürece, mumlarının söneceğini bilirler. Kartvizitleri yoktur asla da olmayacağını bilirler. Siyasetle seçimden seçime, çıkarlarına günü gününe, her konusunda ilgi duyarlar.

Küçük dünyaları dedik, bu dünya -et ile ekmek, eti ete dökmek- çerçevesini aşamayan, içinde gizli günahlarıyla yaşayanlardır. Kendi üstlerini örtmek, yakınlarına gelmemizi önlemek için daima üst perdeden çalarlar. Höt diyen çıkana kadar da borularını öttürürler.

Her kişi, kendi özelinde hak etmediği şaka veya tatsız olaylarla karşılaşabilir. Geçmişte yaşanan, unutulmuş bir olayı çarpıtılarak, hatta üstüne eklemeler yapılarak üçüncü şahıslara anlatması, kendisine ait zafiyetten kaynaklanan o kişiyi aşağıladığı kadar, anlatılanı, yani o kişinin dinamizmini yükseltir, güçlendirir. Öldürülmek istenen adam, öldürmek isteyenden manen çok daha güçlüdür.

Açık bırakılmış her kapı dürüst insanlara namus, dürüst olmayana bir fırsattır. Hele günümüzde yaşanan madde solumalarına ara vermezler. Günümüz kalbur gibi gözeneği çok bir yaşam tarzı. Kayan yıldızlar, Yıkılan itibarlar, yakılan arabalar, ayak altında soyulmadık ev, dükkan kaldı mı bilemem? Derbi maçlarda stadyumlarda 4, 5 bin polisimiz görev alırken, kentin çok yerinde açık kapı bırakmıyor mu? Son Fenerbahçe – Galatasaray derbisinde, mahallelerdeki gece kuşu çetelerinin açtığı hasarı bilmiyorum, stadyumun içinde ve dışındaki ölü 2, yaralı ve maddi hasar çok, fatura ağır. Kim ödeyecek bu faturayı Karakoç arkadaşıma soruyorum, arkadaşım gülerek, “Başbakan bilir” diyor. Açlık uncudan kaynaklanıyorsa fırıncı ne yapsın. Kamu yararı adına ya satacak, yada Akaryakıta, doğalgaza, köprüden geçişlere, ilaç farklarına, kamu yararı adına, kamunun ne malı varsa zam koyacak. Bunları yazarken haber geldi, bundan böyle otobanlar ve viyadüklerden de ücretli geçeceğiz.

Adalet, ne kazanmak için pahalı, ne kaybetmek için ucuzdur. Kaybedilen her haklı dava, Devlet’e çok pahalıya mal olur. Adaletin yükü toplumun rahatsızlığıyla orantılıdır. Yeter ki bu yük kendi içinde artmasın. Adalet, teraziyi tutan hakimlerle aydınlanır, yönetimlerle yol alır. Önemli olan hakimlerin, parlâmento’nun aydınlığıdır. Saygılarımla.

Başa Dön