yaşadığım kadarmış hayat
bu kadar basitmiş aslında...
arnavut kaldırımı döşenmiş
köşelerimin..
her karesinde
sana yaklaştığımı sandım
sokak lambaları kurdum yoluna
aydınlatmak için yüreğini
yanılmışım...
sen kör..sen sağır..
sen dilsiz..
bulamadın yolunu..
yolumu..yolumuzu...
bir umuttu işte
bir umut sadece...
ıslandım bu gece
sırılsıklamım...
doğmadan öldürdüğüm,çocuğu
yıkadım yüreğimde..
karanlık sokaklarda
yağmur benim için yağdı
korkmadan yürüdüm,ilk defa...
kör, sağır ve dilsizdi hayat bana
yaşadığım kadar...
bu kadar basit aslında...
kendimi kaybetmeden
yeniden buldum yolumu
köşedeki çöpleri karıştıran
sarhoştan bile medet umdum üstelik
hadi ordan...!
der gibi bakınca bana
anladım...
onun bile bulacağı birşeyler vardıda
karıştırdığı hayat artıklarından...
ben, kırıntıya muhtaçlığımın
imkansızlığını kabullenerek
yalnızlığımın yolunu tuttum...
birkaç sözcük..
bir iki gülümseme sadece,
kucağıma aldım sarıldım...
ne işim vardı bu sokakta?..
nerden nasıl girdim bilemedim...
tanımadığım bilmediğim
hatta hiç görmediğim bir sokak..
tanıdık gelmişti oysa
farkettiğim anda söndü
sokak lambaları..
kör ve sağırdı,gece
bense kaybettiğim ve..
ezberimde kalan
kelimelere sığınıp
yalnızlığımın yolunu tuttum...