Yalnızlığın Esaretine Meydan Vermeyin

yalnızlık, insanoğlunun içerisine kendisini bilerek ve isteyerek mahkum etmekten geri durmadığı bir hapishaneden ibarettir.

yazı resimYZ

YALNIZLIĞIN ESARETİNE MEYDAN VERMEYİN
Yalnızlık, insanoğlunun içerisine kendisini bilerek ve isteyerek mahkum
etmekten geri durmadığı bir hapishaneden ibarettir.
Bahsetmekte olduğum mahkumiyetten kurtulmak, kendi vermiş olduğu çaba
sonucunda meydana gelen bir durumdur.
İnsan içerisine düştüğü boşluğa her daim kaybetmemek üzere kazanmış
olduğu özgüveni vasıtası ile veda edebilir.
Özgüven olmadığı müddetçe, insanın yalnızlık diye tabir edilen
hapishanenin içinden çıkması, nerede ise imkansız bir hal alır.
İmkansızlıkların bertaraf edilmesi, kalplere özgüvenin vermekte olduğu
güç sayesinde meydan bulur.
Hayatımızın en önemli gerçeklerinin başında gelen içerisinden
kurtulmamıza imkan bulunmayan mahkumiyeti, bir ömür sırtımızda yük
olarak taşıyacağımızdır.
Hayatımızda hiçbir anlam ifade etmeyen, bize sadece yorgunluk veren
ağırlığın altında ezilmek, boşa kürek çektiğimizin göstergesidir.
Bazıları kaplumbağanın kabuğunu nasıl sırtında taşıdığı kanaati ile bu
yükün altında kendisini ezilmeye bırakmaktadır.
Fakat kaplumbağa kendi evini sırtına yük olarak alır, göz ardı
edilmemesi icap eden en önemli şey: yalnızlığımız bizim evimiz değil,
içine kendimizi boşuna mahkum ettiğimiz ucu bucağı olmayan bir
kuyudur.
Onun için kaplumbağa ile insanoğlu hiçbir şekilde kendisini eşit
olarak görmemelidir.
Kaplumbağa içerisinde kendisinin barınacağı evini bıkıp usanmadan
sırtlanarak oradan oraya yollanmaktan geri durmaz.
İnsanoğlunun içerisine düşmekten çekinmediği yalnızlık hapishanesinin
üzerine yüklemekte olduğu ağır yüklerinden bir an evvel kurtulma
fikrine kafasında yer vermesi lazım gelmektedir.
Düşünmüyoruz ki ömrümüz boyunca kendimizi bu hapishanede kimsesizliğin
içerisine bırakarak uğramakta olduğumuz zararın ziyanın haddi hesabı
olmayacaktır.
Eğer bu konuya dair en ufak bir düşünceyi zihinlerimizde barındırsak
hayatımızda yalnızlığın zerresine yer olmayacaktır.
Etrafımızda yer alan, bizi tek başımıza bırakmak istemeyen kimselerle
beyinlerimizi kemiren dertlerimizi paylaşmadığımız müddetçe
kurtulmamıza imkan bulunmamaktadır.
Yapmamız gereken, bizlere hayatı zindan ettiğine şahit olduğumuz
dertlerimizi, her daim bizleri anlama gayretine girenlerle paylaşarak
kurtulmaktır.
Kendimizi bu esaretin içinden çıkarmamamız halinde yaşadığımız hayatın
hiçbir anlamı olmayacağı aşikar.
Onun için diyorum ki; kalplerimizi karanlığın içerisine sürükleyen
yalnızlıkla vedalaşma yolunda yürümemiz icap etmektedir.
Kurtulmak için çaba göstermekten kaçınmamamız gereken en önemli
hakikat, korkularımızla başbaşa kaldığımız yalnızlığımızdır.
Bu yolu bizimle birlikte sonlandırmak isteyenlerle omuz omuza yürümek
önceliğimiz olmalıdır.
Yalnızlığı hayatımızın başköşesinde tutmamak için beyinlerimizin
yanlış,boş fikirlerden arındırılması lazım gelmektedir.
İçerisinde bulunduğumuz hayat üzerinde hiçbir menfaat gözetmeksizin
dostlar edinerek yalnızlığın mahkumiyetinden kurtulmak için çaba
gösterilmelidir.
Bilinmelidir ki; kalplerimizi menfaatçiliğin gözetimine bıraktığımız
takdirde, tek başına akşamın sabaha hasret kaldığı bir hayat bizleri
beklemektedir.
Yaşadığımız süreçte atacağımız her bir adımımızın sorumluluğunu
taşıdığımızın bilincinde olunması gerekmektedir.
Kafamızı kendimizi kurtarmak için uğraşlara girdiğimiz mahkumiyetin
sebebi olan mantıksızlıklarla doldurduğumuz takdirde, bir arpa boyu yol
alamayacağımız göz önünde bir gerçektir.
Üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmemek de bizi yalnızlık adı
verilen hapishaneye bir daha çıkmamak üzere itecektir.

Başa Dön