Ya Kapıyı Çalan Sütçü Değilse?

Bilirsiniz, bu adamlar yıllar önce devrim adını verdikleri bir arabayı benzin koymadan yürütmeye kalkmışlardı, şimdi de demokrasi adını verdikleri bir arabaya bindiler; ancak buna da ileri vites koymayı unuttular. İşte o yüzden bizdeki demokrasi arabası hep geri vitesle gider ve oraya buraya da toslar.

yazı resim

-Bey, uyan! Ramiz bey, uyansana! Beni duymuyor musun?
-Noldu hanım? Kaç dakikadır ne dürtekleyip duruyorsun?
-Demek ki beni duyuyormuşsun da duymuyormuş gibi yapıyorsun!
-Tamam öyle olsun Suzan hanımefendi! Ne var, sen onu söyle!
-Bir de ne var? demez mi? Birileri kapıyı çalıyor, duymadın mı?
-Duydum veya duymadım, ne fark eder? Kalkıp açıver! Sütçü gelmiştir. Bunun için mi benim uykumu böldün?
-Bu vakitte sütçünün işi ne? Daha ortalık bile aydınlanmamış. Hem bizim sütçü saat dokuzda gelmiyor mu?
-Bak hanım, cahil cahil konuşma! Ne dedi, bir parti başkanımız? İleri demokrasinin uygulandığı ülkelerde saat 5-6 civarında kapı çalınırsa gelen mutlaka sütçü imiş.
-O kadarını ben de biliyorum çok bilmiş Ramiz bey! Ama senin şu anda saatin kaç olduğundan haberin var mı?
-Yook, saat kaç?
-Üçü biraz geçiyor. Bu saatte ne bizim sütçü, ne de ileri demokrasi sütçüsü gelir.
-Öyleyse kapıyı çalan kim?
-Bilemem, onu da sen bil. İyisi mi kalk aç ve kim olduğunu öğren. Bak, zili bırakıp yumrukla kapıya vurmaya başladılar.
-Duydum, duydum. Sıcacık yataktan çıkıp da bakamam doğrusu. Üşürüm. Sahi, bu saatte gelen kim ola ki? Polis olmasın?
-Ah, tam üzerine bastın! Durmadan internetde yazı yazan, facebooka yorum atan bir adamın kapısına, bu saatte de gelse gelse polis gelir. Kalk ve kapıyı aç!
-Açmam. Çalar çalar giderler.
-Gelen polis ise gitmez. Kapıyı kırar, gene içeri girer.
-Ben suç işleyecek bir şey yapmadım ki polis kapımı kırıp içeri girsin!
-İnternette dolaşan siyasi yazıları ben mi yazdım? Arkadaşlarınla telefonla konuşurken söylediklerini, küfürlerini hep duydum. Senin telefonunu da dinliyor olabilirler. Ya da moda deyimiyle, teknik takibe takılmışsındır.
-Telefonumu dinlediklerinden şimdi emin oldum. Konuşurken yankı yapıp duruyordu da, ben hatlarda bir arıza var diye düşünüyordum.
-Konuşmayı bırak da git kapıyı aç. Başımızı daha büyük belalara sokma. Kapıdakilerin gideceği filan yok.
-Hanım pencereden bir bakıversene polis evin etrafını kuşatmış mı, polis araçları görünüyor mu?
-Bakıyorum, ama dışarıda in cin top oynuyor. Araba falan da yok. Şiddetli bir fırtına var, ağaçlar sallanıyor.
-Tamam, gidip bakacağım. Senden ricam, geçen hafta pazardan aldığımız pijamamı, birkaç iç çamaşırımı, cep telefonumu ve 4-5 paket sigaramı bir valizin içine koyuver de giderken telaştan unutmayayım.
-Hepsini anladım da cep telefonunu ne yapacaksın? Seni Silivrideki bir tatil köyüne mi götürecekler? Orada sigaranı tellendirip telefonda benimle muhabbet mi edeceğini sanıyorsun?
-Öff be, her sözüme de bir lafla cevap verirsin. Kafam şişti.
-Gittiğin yerde 3-4 metrekarelik bir odada kafanı dinlemeye bol bol zamanın olur.
-Gidiyorum kapıya bakmaya. Sen de biraz sonra benden kurtulursun.
**
-Ramiz bey yüzün gülüyor. Demek ki gelen polis değilmiş. Alacaklı gibi kapıyı çalan bu münasebetsiz kimmiş?
-Alttaki komşu.
-Derdi neymiş gecenin bu saatinde?
-Sigara içtikten sonra balkonun kapısını açık unutmuşum. Dışarıda da oldukça şiddetli rüzgar varmış. Çarpan kapı sesinden uyuyamamış adamcağız.
-Haydi, bu sefer ucuz atlattın. Bu sana ders olsun. Yarından tezi yok, interneti kapattırıyorsun, cep telefonunun da hattını iptal ettiriyorsun. Yoksa bu geceki korkun yakında gerçeğe dönüşebilir.
-Ama hanım, memlekette ileri demokrasi varmış!
-Bırak şimdi ileriyi geriyi! Varsa da sana bana değil, kendilerine var. Uyuyalım artık.
-Tamam. Allah rahatlık versin.
**
-Ramiz bey, Ramiz bey! Kapı çalıyor, bakıversene.
-Tamam karıcığım bakıyorum. Bu sefer gelen garanti bizim sütçüdür.
-Nerden bildin?
-Baksana saat sekizbuçuk olmuş. Ne kadar süt alayım?
-Bir kilo al, yeter.
**
-Ne kadar süt vereyim Ramiz bey?
-Hanım bir kilo al dedi.
-Tamam.
-Sen sütü neden bu saatte dağıtıyorsun ?
-Sizin için erken mi?
-Hayır, bazı ülkelerde sabah 5-6 civarında sütçü çalarmış kapıyı da.
-Biz o saatte uykuda oluruz. Hangi ülkeymiş buralar?
-İleri demokrasinin uygulandığı ülkeler.
-Eee,
-Esi devlet büyüklerimiz bizde de ileri demokrasi olduğınu söylüyorlar da
-Beyim, siz onların lakırdılarına aldırış etmeyin. Gülün geçin. Bilirsiniz, bu adamlar yıllar önce devrim adını verdikleri bir arabayı benzin koymadan yürütmeye kalkmışlardı, şimdi de demokrasi adını verdikleri bir arabaya bindiler; ancak buna da ileri vites koymayı unuttular. İşte o yüzden bizdeki demokrasi arabası hep geri vitesle gider ve oraya buraya da toslar.
**
-Aldın mı sütü bey?
-Aldım hanım. İki liraya hem bir kilo süt, hem de önemli bir ders aldım!

Yorumlar

Başa Dön