ve Deniz Kadınları Hiç Olmadı ki

hala uzak bir diyalektik ve hala uzayın soğuma hissi dizlerin sisliğinde ağrıya alışmak zamana alışmak gibidir kaldırımları yok ki denizlerin tuzu ama daima emrindedir

yazı resim

kıvrak bakışların zulme benzer
esrik adımların aşk arar
boşuna uğraşların boşuna
metro istasyonu son yolcusunu alır
bir sabah canım bir sabah uyanacaksın ve açacaksın ellerini göğe
kimler anlardı seni ve nerdeler şimdi
ve kimler severdi seni ve nerdeler
hala ölü bir aşk yaratılmayı bekliyor
çalış babam çalış
yosunlu bir Akdeniz Balıkcısı anlatmıştı bu hikayeyi ve o zamanlar mutluluk iki lokma balıkta gizlenmiş İnsanları memleketin yalnızlığa Cem Yılmaz gülüşleri atarlarmış
zaman bre zaman yenilmez savaşçıların uslanmaz dansözü ve kontağı hala çevirmedi mutluluk hanım teyze
kim arayıp ta bulmadı seni ve kim şarkılar söyleyip de kaset çıkarmadı
götür denizlerin en uzağına ve bir ada çıksın karşına
sen ilk yemiş dudağı heyecanı ve sen ilk gizem kokan dudakların aşk kadını mutluluğu
hala uzak bir diyalektik ve hala uzayın soğuma hissi dizlerin sisliğinde
ağrıya alışmak zamana alışmak gibidir
kaldırımları yok ki denizlerin tuzu ama daima emrindedir
eski balıkçılar çözmüşlerdir bu ikilemleri ve hala yenilgi bilmez bellekleri
temiz adamların bakışlarında ki dürüstlük korkutur kirli beyinleri
alışmayı ver bir kere neye olursa ol
ve sen o alışma zamanından bugüne tekerlek misali aynı çamaşırlarını giyersin kirliliğin
fırtına çıkar balıkçı uzaklaşır
gözlerinin alışık olduğu kara parçasından
yalnızlık bir ürpertisini gönderir
merhaba korku
dua yaratana dairdir ona yollanır
ve balıkçı ilk duasıyla tanışır korkuya dair bir dua
sözlerin merdiveni yok ki ve nereye gider o kadar boş kelime ve dolu bir kelime için özel bir yer mi yapılmıştır yaşamsal yerin üzerine
balıkçı ve teknesi
ve bir de hayal ürünü kurtarıcı deniz kadını
ansızın yazgılarıyla bağlanmışlardır
ve mutluluk hep onların olmuş der eski insan hikayelerinden günümüze değin yazılan yazılar.....
hiç mutluluk daima yakalanan olur mu
daima bitiş vardır
ve her bitişin toprağının üzerinde daima yaratılan
Ağustos sıcağından bir çocuk kaçmış deniz kenarına
ve balıkçı bir ölü çocuk bulmuş karaların çok uzağında
ortasında denizin kimse yas tutmaz eğer ölüm uzakta değilse ve hissedebiliyorsa rengini ölümün
korkunun bilmem ne zamanlarından şimdiki zaman yazılımlarına kadar ey yalnız yazgısı hayatın
aşk hep vardı aşk hep olacak ve aşk yaratıcı belleğindir aslında kadın belleğin ölü bir çocuk belleğin ve ölü bir çocuğa ağlayan ananın göz yaşları belleğin
kim boşalmak ister bir ölü bedenin üzerine
kim günah vadilerinin en karanlığında yaşamak ister
ve kim ister ortasında denizde ölü bir çocukla tanışmak
yalan hep aynı şarkıyı sunar
ve deniz kadınları hiç olmadı ki
ve ne yazık ki kadınlar denizlerin mutluluk aşılayan sularında hiç mutluluğu aramadılar ki
oysa aşk sana dair bana dair ve insanlara dair yazılımlarını artık bitirmiştir
uzun uzadıya ölüm ve elveda ölüm ve merhaba ölüm ve sadece gerçek hayat nasılsa bitecek
en değerlisi yaşamın insanlarının bellekleri sonsuz mu kalacak
yoksa ....
yakılmadı
henüz hiçbir aşkın belleğinde saklananların izleri
zamanın tünelinde
]

Başa Dön