UZAKLAR
Dünya küçüldü, biz yine hala
Küçük dünyalara hapsolmuş gibiyiz.
İster bir kafes,ister in say bu zamanı,
Gecenin içinde kaybolmuş gibiyiz;
Uçan kuşlara imreniyorum!
Yetti,yetmedi derken, her ay bitimi,
Bir sonrasının korkusu içimizde.
Az az toprak yiyen yılanlar gibi
Kıvrılsak da,doğrulsak da peşimizde…
Dertsiz başlara imreniyorum!
Götür beni Zümrüd ü Ankam, bul bir yolunu!
Beşinci mevsimin olduğu şehre…
Birlikte içelim, razıyım zehre…
Öğret, ölümün var olmak olduğunu!
Kayboluşlara imreniyorum!
Seninle yaşadım dört bir mevsimi
Yazlarım oldun,yanık buğday renginle.
Güz yağmurlarında yıkadım toprak tenimi,
Herkes bahar derken,bir ben seninle …
Soğuk kışlara imreniyorum!
Yürü,ver elini bir uçtan bir uca…
Uçalım dünyayı dolaşmak yerine…
Okyanuslar aşalım ömür boyunca.
Razıyım,götür beni en derin yerine!
Ayrılışlara imreniyorum!
Amazon’dan balık getir,Maçin’den Bambu
Kutuplarda söndüreyim içimdeki ateşi
Yollarımda gölgol,çöllerimde su,
Okşamak istiyorum,doğan, batan güneşi...
Yatan taşlara imreniyorum!
Geçelim son durak Tanrı dağına,
Uyuyalım gölgesinde tılsımlı atların.
Değdir ab-ı hayatı gonca dudağına
Duyalım aksini bin yıllık feryatların.
Kalem kaşlara imreniyorum!
Götür beni Zümrüd ü Ankam, bul bir yolunu!
Beşinci mevsimin olduğu şehre…
Birlikte içelim, razıyım zehre…
Öğret, ölümün var olmak olduğunu!
Kayboluşlara imreniyorum!