Sana doğru baktığımda bana baktığını görürdüm.
Gözlerimiz birbirini görmese de gizli ışınlar çarpışırdı.
Van Allen kuşağı olurdu semada.
Unutulmadın.
Nasıl unutabilirim ki.
Dudaklarınla bedenime akardın, sözlerinle ruhumu zapt ederdin.
Senin için belki oyundu beni fethederdin
Her seferinde seni yeniden keşfederdim.
Unutulmadın.
Unutamam.
Her kırılıp dökülmede, kendini yeniler çıkardın.
İnanmasan da sana tapardım.
Göremesen de sana koşardım.
Unutulmadın.
Nasıl unutabilirim ki.
Kavga arası zamanlarımız:
Rüzgâr, sözlerin ve gözlerin vurduğu yerden doldururdu yine kendini.
Sevgi, evrenin kalıbına dökülür kendini tekrar var ederdin.
Unutulmadın.
Nasıl unutabilirim ki.
Arasıra senle konuşurum; böyleyken böyle.
Fırtınaların içimde koparttığını anlatırım, sana nasıl delirdiğimi anlatamadığımı.
Sen kırıntısız deniz kenarı gibi dinlersin.
Unutulmadın.
Nasıl unutabilirim ki.
Matematiksel olarak düşünürsen, imkânsızlığın türevi imkânsız değil.
Ama gerçekte baktığımızda ayrı tellerde ayrı notalar esiyor.
Hani hiç hissetmesem bazen beni düşündüğünü,
Bunları dahi yazmam.
Ama yinede unutmam hiçbir zaman.
Canımsın ya bil yeter.