Unutkanlık

Unutmasaydık eğer , bir daha , bir daha ve bir daha … asla sevemezdik... İyi ki unutuyoruz.

yazı resim

Seviyor muyuz gerçekten ?

Unutabiliyor muyuz gerçekten ?

Bir insanı her şeyden – kendimizden bile – daha çok seviyorken nasıl unutabiliriz ?

Sevgiyi bir anda unutkanlığa çeviren şey nedir ?
Hastalık mı unutmak ? Kanser gibi beynimize yayılıp bir anda her şeyi boş vermemizi mi sağlıyor ?

Aklımız unutuyor belki ama ya kalbimiz ? Yaşadıklarını , hissettiklerini , hissettirdiklerini , o yerine sığmayan coşkulu gümbürdemelerini unutuyor mu gerçekten ?

Ya bedenimiz ? İlk dokunuşu ve sarılışı unutuyor mu ? İlk öpüşmeyi unutuyor mu gerçekten dudaklarımız ?

Aklımızda , kalbimizde , bedenimizde , ruhumuzda dahası hayatımızda bu kadar iz bırakmış birini nasıl unutabiliyoruz ?

Kimleri unutmadık ki şimdiye kadar ?

Bazen unuttuğumuzu bile unuttuk. Birilerinin de bizi unuttuğu aklımıza gelmedi hiç.

Hem unuttuk , hem unutulduk.

Acaba isteyerek mi unutuyoruz ? Yoksa unutmak yaşam için su gibi , ekmek gibi gerekli bir malzeme mi ?

Ya hiç unutmasaydık hep hatırlasaydık ? İşte acıların en büyüğünü o zaman yaşardık.

Güneş gibi parlak olan sevgi kadar gece gibi sönük olan unutkanlıkta “gerçek” ve “gerekli”.

Unutmasaydık eğer , bir daha , bir daha ve bir daha … asla sevemezdik.

İyi ki unutuyoruz.

Başa Dön