Türkülerimiz

Kıratım eşinir hala eşikte Ahmet'in habersiz uyur beşikte

yazı resim

Oturda aşığın sazını dinle
Yarine niyazın, nazını dinle
Gedenin ardından sözünü dinle
Sevinç keder türkülerde dil olmuş
Bazen diken olmuş, bazen gül olmuş

Yemen dediğinde bir içli yara
Nice gelin düştü feryada, zara
Gidipte dönmeyen ey bahtı kara
Sana ağıt yaktı muşta bacılar
Yanar durur yüreğimde acılar

Can sağ iken vermez şenlik bu yurdu
Şahin olur fıransıza bin ordu
Bahar günü Kızılırmak kurudu
Alıp gider birgelini selinen
İlden ile sızı salar telinen

Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Dadaloğlu Toroslardan seslenir
Sanırmısın Karacaoğlan uslanır
Bir güzel görünce çeşme başında
Bir türkü bırakır hilal kaşında

Merik'i Maraş'a götürdüm hasta
Ardında kocası dinmeyen yasta
Yllardır söylenir bu içli beste
Yüreklerden eskimiyor sızısı
Ne karaymış bu gelinin yazısı

Cemal'ım kıratı almış, yediyor
Düşmanı namluda onu güdüyor
Evine de kara haber gidiyor
Kıratım eşinir hala eşikte
Ahmet'in habersiz uyur beşikte

İstanbul yoluna bakar bir gelin
Dertlenin içini çeker bir gelin
Hasretle türküler yakar bir gelin
"Tez gel ağam, tez gel, eğlenmeyesin
Elde gzel çoktur, evlenmeyesin"

Uğuldar selviler yaslıdır söğüt
Omuzlar yıkılır, benizler kağıt
Rüzgarla dağılır bir yanık ağıt
Yaprakgibi dört bir yana savrulur
Bir gelin ah çeker, içim kavrulur

Gelinler yas tutar allı, sırmalı
Yiğitler dağ gibi, bıyık burmalı
Bir yangın yeridir ah şu sürmeli
Türküler dert düolu, türküler
Yiğitler Kerem'dir, kızlar da aslı

Nakış nakış dokunmuştur türküler
Kader kader yıkanmıştır türküler
Sanmayın ki tükenmiştir türküler
Çektiği dertleri söz eden söyler
Saçının telini saz eden söyler

Türkü derttir. türkü ince sızıdır
Türkü türk'ün alnındaki yazıdır
Pervane der türk'ün sözüdür
Kulak verin her hangi bir türküye
Dalga dalga bu sestedirTürkiye

BOLU ÜÇTEPE
Bir Demet Şiir
Antolojisinden

Başa Dön