TÜRKİYE YÜKSEK / BÜYÜK ADALET / HUKUK MECLİSİ
Esselamu aleykum / merhaba. Öncelikle Anayasa Mahkemesi kaldırılabilir düşüncesindeyim, yerine 201 üyeli Türkiye Yüksek/Büyük Adalet/Hukuk Meclisi kurulabilir. Bu meclisin, üyelerinin 20 tanesi Cumhurbaşkanı tarafından atanabilir, 20 tanesi de TBMM tarafından atanabilir, kalan 161 tanesi de Yargıtay, Danıştay, Sayıştay üyeleri arasından ve akademisyenler arasından seçilebilir. Bu durumda Yargıtay, Danıştay, Sayıştay da, bu yüksek meclise bağlı olabilir. Bu meclis içinde oluşturulabilecek komisyonlar olabilir, bu komisyonlardan biri de Hakimler ve Savcılar Kurulu olabilir, evet bu kurulun üyeleri, bu meclis üyeleri içinden seçilebilir, hakim / savcı alımları bu kurul tarafından yapılabilir, alımlarda öncelikle çok ciddi yazılı sınavlar yapılabilir ve sonrasında mülakatlar yapılabilir, sonuçlar, bu yazılı sınavların sonuçlarının yüzde 80i, okul başarısının yüzde 10u, mülakat sonuçlarının da yüzde 10u kullanılacak şeklinde belirlenebilir. Diğer tüm mahkemeler bu meclise bağlı olmalıdır, tayinleri, özlük hakları vesair bu meclis tarafından belirlenebilir. Evet bu meclise akademisyenler de üye olarak seçilebilirler daha önce yazdığım gibi. Elbette bu adalet meclisinin yapısı oluşturulurken, özellikle güçlü demokratik ülkelerdeki adalet yapıları da araştırılabilir ve olabilecek güzel örneklerden azami faydalanabiliriz. Bu meclis konusu elbette çok derinlemesine değerlendirilebilir. Günümüzde genel adalet mekanizmasının durumu malumdur, eskiden de SHPli/CHPli adalet bakanı Mehmet Moğultayın, hakim savcı alımında ne yapacaktım , MHPlileri mi alacaktım sözü de ortadadır. Yani maalesef her siyasi anlayış, adalet mekanizmasının kendi anlayışına göre yönlendirmeye çalışmaktadır.
Misal ABDde adalet sistemi nasıldır bazı örnekler vereceğim. Eski Başkan Clınctonın meşhur skandalını hatırlarsınız, bu skandalda savcılar, Clınctonın, Beyaz Evdeki ( Saraydaki ) yatak odasına kadar aramalar yapmışlar ve Başkan Clıncton sızlanmaktan başka hiç bir şey yapamamış, yani ABDde, savcılar soruşturma yapacaklarsa başkan maşkan pek dinlemiyorlar, ve eski Başkan Trump seçildiği ilk zaman bir başkanlık kararnamesi çıkarmıştı ve bazı ülkelerden ABDye girişi engellemişti, sonra yetkili bir mahkeme bu kararnameyi iptal etti, Başkan Trump hiçbir şey yapamadı. Bizde bunların milyonda biri mümkün mü ?. Hazır başlamışken ABDden bir de siyasi bir örnek vereyim, meşhur skandalda ABDnin eski Başkanı Clıncton hakkında Senatoda azledilme oylaması yapıldı, Demokrat Partili Başkan Clıncton için, karşı parti olan Cumhuriyetçi Parti senatörlerinden biri lehte oy kullandı, ve tabi bizim basın hemen bu senatöre sordular, böyle oy kullanarak Cumhuriyetçi Parti Başkanıyla ters düşmez misiniz, adamın verdiği cevap şu, ne münasebet, ben bağımsız bir senatörüm, istediğim şekilde oy kullanırım. Bizde bunun trilyonda biri mümkün mü, tüm siyasi partilerde, genel başkanın görüşlerinin kıl kadar dışına çıkılsın, hemen kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilir bu densizler. Bizdeki demokrasi ve adalet / hukuk anlayışı şuna benziyor, adam bitarafına kıl çıkarıcı ilaç sürer, orda çıkan kılları da kel başına ektirir, artık ne kadar tutarsa ve uyarsa. Ben ABDnin uluslararası politikalarını/siyasetlerini hiç beğenmem, ama kendi içindeki demokratik anlayışı gayet demokrattır. Elbette onun da eksikleri vardır, eğer beni takip ederlerse o eksiklerini de giderebilirler. : )))....
Bakınız, üyelerinin tamamı hukuk sisteminden gelen Yargıtay, Danıştay yapıları bazan öyle kararlar verebiliyorlarki, bu iktidardaki anlayışın tam zıddına olabiliyor, misal Sayın Erdoğanın, Sayın Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı tazminat davalarının sonuçlarının önemli bir kısmı Yargıtayda bozulmuş, evet ilk basmak mahkemelerine iktidar belki müdahil olabilir hakimler ve savcılar kurulu aracılığı ile ( ki bu kurulun tamamen siyasiler tarafından seçilen üyelerden oluştuğu gerçeği var ortada ) , ama Yargıtayda böyle bir şey pek görünmüyor, yani oluşturulabilecek Türkiye Yüksek / Büyük Adalet / Hukuk Meclisi yapısındaki teşkildeki üyelerin ekserisinin seçimlerinde siyasilerin söz hakkı olmazsa , bu sanırım gayet sağlıklı olabilir. Evet gelişmiş demokrasilerde bu işler nasıl yürüyor araştırmak lazım, ama bu araştırmalar her ne hikmetse hiç yapılmıyor maalesef. Yukarda verdiğim örneklerde de görülebileceği üzere aslında en azından ABDdeki demokrasi ve hukuk/adalet anlayışı gayet iyi ortaya çıkıyor. Misal Almanyada Başbakan, savcılık tarafından ifadeye çağırıldı, bizde bu mümkün mü, bizde kıçı kırık bir memur bile ifadeye çağırılacaksa yetkili amirinin oluru gerekiyor, hadi ifade konusunda o yetkili amirin de parmağı varsa ne olacak o zaman. Pek çok kanunları şunları bunları gelişmiş demokrasilerden alırken, neden demokrasi ve adalet/hukuk kültürlerini araştırıp bizim bünyemize adapte etmeye çalışmıyoruz, elbette bunun için öncelikle halis niyet lazım, misal kanunda parti teşkilatlarına, milletvekili adaylarının belirlenmesinde , ön seçim yaptırılabileceği gerçeği varken, sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP bile bunu uygulamıyor, uygulasa da bir sonraki seçimde, ön seçimle gelen milletvekillerinin yüzde 60ını yeniden aday göstermiyor, merkez yoklaması yaparak aday belirlemede ve Kılıçdaroğlu da bu durumda bazı milletvekillerinin ilerde kendisine karşı çıkabileceği endişesinde, yani bir parti içi muhalefet istemiyor.
Evet Türkiyede sol veya sağ siyasi anlayışlar içinde çok farklılıklar yok aslında demokrasi ve hukuk anlayışı açısından, misal daha önce de yazdığım üzere, SHPli/ CHPli Adalet Bakanı Mehmet Moğultay ne demişti, ne yapacaktım , hakim savcı alımlarında MHPlileri mi alacaktım , yani ülkedeki tüm siyasi anlayışlar hukuka kendi anlayışları doğrultusunda istikamet vermek istiyorlar , günümüz de AK Parti de aynı şeyi yapıyor, bu durum herkesin çok iyi bildiği bir sırdır elbette. Eee bu iş nasıl çözülecek, ne diyelim ki, her toplum layık olduğu şekilde yönetilirmiş veya nasılsanız öyle yönetilirsiniz ( bir hadis ) ve bir ayet, bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez. Aslında bu hadis ve bu ayet konuyu çok iyi özetliyor düşüncesindeyim naçizane. İktidarıyla muhalefetiyle bizi yönetenler, uzaydan gelmiyorlar elbette, bu toplumun içinden çıkıyorlar, yani bizden birileri bizi yönetiyorlar elbette, onlar neyse biz de oyuz, biz neysek onlar da o. Vesselam.
Fatih Taner Vural / İnşaat ( Medeniyet - Civil ) Mühendisi / vuralfatihtaner@gmail.com
] ] ] ]