Tarihin Emaneti

yazı resim

]

Tarihin Emaneti

Eski bir istanbul şarkısı fısıldarken kaldırımlar;
Yanaştım yamacına altın şehrin.
Güneş, veda etmek üzereydi güne.
Ağır ve yorgun...
Oyuncağı elinden alınan çocuk gibiydi mavi deniz.
Bir matem rüzgarıydı esen Üsküdar'da
Geç kalmıştım.
Geçmiş benden önce çalmıştı kapısını.

Seslendim:
-Efkarlısın bugün.
Ses verdi sesime altın şehir;
-Dönde bir bak maziye...

Ellerimden tutarken yakamozlar,
Çevirdim gözlerimi asırlar öncesine...
Sızladı yüreğim inceden inceye
Üsküdar'ı dinleyince...

Nice insanlar gelip geçmişti yollarından.
Nice hayatlar mesken tutmuştu yüreğinde.
Sırdaşı,en yakını olmuştu her canlının.
Denizine akan her gözyaşı,tuz bassa da yarasına;
İstanbul'un can damarı
Hep güçlü, hep ayakta...

Edalı gelin gibi süzülüverdi Kız kulesi.
Gözbebeklerinde tutuşmuştu yıllar:
-Her sevda,her hasret bende can bulur dedi,gülümseyerek....
Eteklerin de uçuştu dalgalar.
Ah ah diye diye..

Gün ağarmak üzereydi.
Sabah ezanıydı Karaca Ahmet'de okunan,
Vakit, ayrılık vaktidir altın şehir.
İyi bak kendine...

Arşa uzandı başım gururla.
Avuçlarımda yeşerdi lale ile mor menekşe
istanbul'un masum yavrusu
Üsküdar, altın şehir...
SEN TARİHİN EMANETİSİN BİZLERE....

Meral Kartal

Başa Dön