Sustum.
Anladım ki susmak acısını azaltıyor, yüreği ateşlerinde kaybolan bir ruhun.Gözlerinden yağan eylül yağmuru yavaşça gecenin karanlığından süzülüp,her alevi itinayla söndürmeye başlıyor.Bir cenaze evi kokusunda,hayatına aldığın ne varsa susmalarınla çıkıyor aynı yerden.Susuyorsun ve sustukça dünya kaldığı yerden devam ediyor yoluna.
Boğazında yutkundukça büyüyen o düğüm,gökyüzüne sabitlediğin bakışlarla daha bir büyüyor,boğulma krizlerini atlatan bedenin büyük bir savaştan çıkmışçasına yığıyor geçmişinde ne kaldıysa hayatına.Sonra konuşman için seni çığlıklarınla uyandıran düşler hediye ediyor.Yüreğin açıyor sen kendine acımayı öğreniyorsun.
şimdi susmalarımın anlamını soracak bana insanlar.Kendi aralarında hikayeler yazılacak hayatıma.
Vazgeçmiş gözlerimi görecekler ve konuşarak her kelimeyi anlatacaklar bana.Ben susacağım ve tüm duyduklarımı dudaklarından atıp,gözlerine alacağım.Tek kelime duyulacak yüreğimin kalabalığında kısa ve anlamı hayat olan sadece bir kaç harf
'sustum'
Sustum
Boğazında yutkundukça büyüyen o düğüm,gökyüzüne sabitlediğin bakışlarla daha bir büyüyor,boğulma krizlerini atlatan bedenin büyük bir savaştan çıkmışçasına yığıyor geçmişinde ne kaldıysa hayatına.Sonra konuşman için seni çığlıklarınla uyandıran düşler hediye ediyor.Yüreğin açıyor sen kendine acımayı öğreniyorsun.