-sûedâ!.., gözlerimdeki inilti,
bir şafak vakti...-
ne geç ayrılıyor bugün
kuşlar yuvalarından
sabahın en kesif sarktığı anda gökten
ufku kapayan bir bulut sonrası
dağarcığım daralıyor soğuktan
zemherî uryan bir bakışla..
sûedâ!..
ağrıyan yanlarımdan yanıyor
parmak-uçlarım...
sûedâ!..
derin bir hüznün habercisi
doğunun ulağı
siyahlar giyinir şafak
bugünün aşkına matem
yitiğimiz hep aynı yerden koparcasına...
melekler yüklenmiş yağmur sanki
iniyor gökten, çetrefil bir güne sitem...
sûedâ!..
sarkık dizeler anlatır rüyâmı
benden sonra...
matlâına kurşun bugünün
son adımını attıktan sonra...