Sözcüklere Saklanan Gizem

küçük bir sözcük pek çok anlatmaya bazen o kadar yeterki bakışların ve sözün her yerde aynı kaldığı zamanda sadece gırtlağından çıkacak küçücük bir kelime belki hep aynı ama herşeyde farklı bir anlam katan kelime

yazı resim

Şu küçük odada sakladığım o kadar çok anım varki. Bilmem anlatsam herkes bana güler bir o kadarda dalğa geçerler herhalde. Nedendir bilemem çoğu zaman kendimle başbaşa kaldığımda içimdeki korkuların sarpa sardığını hissederim. Yüzleşmeye başladığım her anda içimdeki binlerce duyğu hep bir ağızdan ben varım ordayım diyip içimi kemirir ve bir o kadarda beni yalnız bırakmaz. İnsanların hep isteyipte yapamadığı kimbilir ne kadar çok şeyler vardır. Ama hayat ve ölüm arasındaki bu ince çizğide birlikte yaşamanın verdiği bir hüzünle gidip gelen olanca şeyden sonra yalnızca kendini anlayıp anlatmak mı gerçek olan acaba. Neyse sözü çok uzatmak her zaman erdemlerin kötüsüdür derler.
Günlerden perşembe idi, havanının karanlığı camdan yüzüme sıçrayan yağmur damlalarıyla beraber odanın yarı kapalı yüzüne ışık gelmesin diye öyle sıralı duruyorlardıki her şeyden bezmiş bir halde yatağın kenarında duran yarı bayğın gibi uzanmış gözlerini tavana diken çıplaklığını örten eskimiş yatak çarşafını üzerine daha enlemesine çeken kadının somurtkan ifadesi sabahın ışımasıyla beraber daha çok belli oluyordu. Camın kenarındaki adama bakarak sigarasından bir nebze daha çekti. Yine gideceksin dimi kaç zamandır böyle sürüp gidiyor. Sen yokken hiçbirşeyden tat alamıyorum. Bu eski köhnemiş evine ne diye geliyorum bilmiyorum ama, içimi acıtın herşeye rağmen yinede burdayım. Neden hep susuyorsun seni ilk tanıdığımda böyle şeyler yapmazdın bana. Adamda kadına bakarak daha fazla hiddetleniyor gibiydi. Evet doğruydu her buluştuklarında bir şeyler olur ve sonra kimse birbirlerini tanımazdı. Ama neden istedikleri şeylerin hiçbiri olmuyordu. Veya oluyorduda kimsenin bundan haberi yokmuydu. Adam ağzının ucuyla gevelemeye başladı. Tamam her ne ise sabah oluyor artık. Sende birazdan çıkarsın Görüyorsun işte hayatım darma duman birde sen girersen bu hayata hepten telef oluruz. Herşeyin bittiği güzel an bu işte. Evet güzel an herkes alacağını almış oyun son bulmuştu. Gerçeklerle yüzleşme vakti geldiğinde kimse oralarda yoktu ya işleri oluyordu yada yapamayacak başka şeyleri.

Kadın üzerini giyinmeye koyuldu. Adam hala camın kenarından kadını seyrediyordu. pişmanlıkla beraber herkesin sorduğu soru burada ne işimiz var tarzlarında basit ama karmışık şeyler üzerine düşünüyorlardı. Üzerini giyinen kadın kapıya doğru yaklaştı. Adam cebinden çıkardığı ufak bir kağıt parçasını kadına uzattı. Almamakta direnir gibi yapan kadın elindeki kağıtı çantasının içine attı. Buruşmuş olan kağıt parçasınıın uzun zamandır saklandığı belliydi. Herşey bitmişti camın buğusunda duran adam kadına tekrar dönerek bir daha gelme artık sana verecek param yok diyip arkasını döndü. Yüzündeki ağlamaklı ifadeyle kadın adama tekrar baktı. Yapacağın buydu ha işte sana verdiğim değer diyip cantasının bir köşesine şıkıştırdığı hafif kararmış bir kolyeyi adamın suratına doğru fırlattı, ve kapının çarpılmasıyla kadın çıkması bir oldu. İşte hayat herşeyden biraz çalan ve insanı insanlıktan uzaklaştırıp insancık yapan hayat

Yorumlar

Başa Dön