biraz önce
çıkarttılar üzerinden
kirli tozlu elbisesini
ve bembeyaz bir giysi
sonra biraz dinlendi
çok uzun yoldan gelmişti
uzamıştı kolları
çekiştirildiği iplerin
hâla bileklerindeydi izleri
kurutulmuş et de yemişti hem
işte doyacak kadar
şarabı hiç sevmedi
arasıra rakı içti
ama suydu ilk tercihi
hep alın teri
hep alın teri
geçimlik akan su
ellerinden akıverdi her gün
gençken bir kızı sevdi
evlenmiştir onunla illâki
küçükken iyi kaleciydi
misketleri hiç olmadı ama
bulduğu çakıl taşlarıyla yetindi
iki yıl emdi annesinin memesini
şu gördüğünüz küçük şirin
gecekonduda doğdu tepedeki
biraz önce
Sondan Başa
.