Yağmur yağıyordu şehre
Aralıksız
Susuzdum yanıyordum
Dudaklarım kavrulmuştu
Ve ben çok üşüyordum
Yağmur kenti yakıyordu
Ben donuyordum
Ve Değdiğim tüm yerleri kurutuyordu ateşim
Tevekkülle anlatılmış bir hikaye gibi gelip duruyordun karşımda
Sen ve tüm şehir uyuyordu
Ben senden uzak kavuşamıyordum
Sen benden uzak kavuşmak istemiyordun
Yinede öfkemle birlikte gelip durmuştun karşıma
Saat sıfır iki beşti
Uykulu ve yorgun
Uyu-yamıyordum
Kurttun,
Kurtlar sofrasındaydın
Sen onları
Sen seni
onlar seni yiyordu
beni de yiyordunuz acımasız
yağmur yağıyordu şehre
toprak kokusu yoktu
insan yağıyordu üzerine
yoktum ama biliyordum
korkmuyordun
korkman için gerekçende yoktu
bir film gibiydin
bütün baş oyuncuları sen oynuyordun
bende figüranlara figüranlık ediyordum sinemanda
hiçbir filimin de konuşma hakkım olmadı
gereksiz bir rolde dekordum işte
yağmur yağıyordu şehre
yağmur göz yaşlarımla yağıyordu şehre
bütün su kanalları dolmuştu
gözlerimde dolmuştu
kaldırdığın her kadehte
göz yaşımı içiyordun
son yalnızlık şiirimi yazdığımda
kente yağmur yağıyordu
zilzurna mutsuzdum işte
ellerin pamuk gibiydi
ellerim nasırlaşmıştı yüreğimi tutmaktan
ben ağlıyordum
sen gülüyordun
annem ağlıyordu
annen gülüyordu
kenti yağmur istila etmişti
son yalnızlık şiirim kanıyordu
yüreğim paslıydı yazamıyordum