Maske ardına saklanıp, sahte gülümsemedi çirkimliğim.
Nezih sofralarda tok kahkahalar atan, “ye kürküm” de yok benim.
Sen, lüksün peşinden model otolara binip giderken…
Sen, coşkular denizinde pupa yelken, gününü gün ederken…
Ben kara gözlerinin kör zindanlarında zincirlere vuruldum.
Sen çığlıklar atarak mutluluktan ağladığında,
Be o gamzelerine dolan gözyaşlarında boğuldum.
Beni nedensiz terk edip gittiğin aşk meydanlarında arama sevgilim.
Elimde kız kaçıranlarla, tahta arabamın üstünde bıraktığım
Şen çocukluğuma da sorma…
Ne bilsin beni, henüz yürümediğim kaldırımlar?
Ne bilsin beni, hiç konuşmadığım duvarl?
Yüreğim ıssız şimdi, ışıksız kocaman saklı bir şehir…
İçinde damar damar çağlayan şiirden ırmaklarım var.
Bu son oynadığımız oyundu ey yar! .. Belki de son saklambaç…
Elma desen de çıkmam, çıkmayacağım artık. ]
Son Saklambaç
Yüreğim ıssız şimdi, ışıksız kocaman saklı bir şehir… İçinde damar damar çağlayan şiirden ırmaklarım var.