I.ÖFKE
arzın merkezinde bir güvercin ölür
ve ben çeker giderim
vicdansız gölgeler besledik kapı paspaslarında
bir o kadar dört canlı
bir o kadar nankör
kaldı ki emanet ettiğimiz ruhumuzu
zenne misali oynattılar anahtar şıngırtısıyla
somalili bir anne ciğerlerini yırtar
ve ben çeker giderim
endüstri yalanlarının serinliğinde cereyanda kaldık
bir o kadar soysuz
bir o kadar bulanık
ve organ pazarında satışa çıkardığımız ciğerimiz
kelepirden bile alıcı bulamadı
bombalar altında özgürlük diye bağıran bir gerilla asılır
ve ben çeker giderim
öldürmenin doğurmak kadar kutsal olduğunu sandık
bir o kadar kahpe
bir o kadar acımasız
hatta televizyon başında trafik kazaları gördük de
yemeğimize devam etmekte bir sakınca görmedik
II.YALAN
kısa şortlu bir çocuk annesinin baş örtüsüne işer
ve ben çeker giderim
kimliğe küfretmenin modernleşme nişanı olduğuna inandık
bir o kadar hain
bir o kadar yüzsüz
şöyle ki kilise bahçesinde çifleşen köpekler
işlerini bitirdikten sonra cami duvarına işediler
kıyametin hevesle beklendiği zamanlar gelir
ve ben çeker giderim
sonsuzluğun ancak bir son varsa güzel olacağı fikri düştü aklımıza
bir o kadar fütursuz
bir o kadar hayalperest
kendi simurguna uçan hiçbir güvercin dua alamadı ki
yedi vadiyi geçerken kanatları yanmasın
III.AŞK
sevgilinin kahve gözlerinden bir damla yaş dökülür
ve ben çeker giderim
en muazzam korkunun ölüm olmadığını gördük
bir o kadar bencil
bir o kadar unutkan
ki bütün kabiliyetsizliğimizle gönlümüzü
hayvan mezarlıklarına gömdük
nine kucağında diş çıkaran bir bebek ağlar
ve ben çeker giderim
masumiyetin o retina yakan alevine kapıldık
bir o kadar şuursuz
bir o kadar tekdüze
nitekim aşk diye anlatılan masaldan
bir öğlen çayı randevusu bile alamadık
arzın merkezinde bir güvercin ölür
ve ben çeker giderim
hepsinden önemlisinin her daim aşk olduğunu bildik
bir o kadar sessiz
bir o kadar sarhoş
kim bilir belki de aşkın kendisi değil
sadece aşka inanmaktı aslolan
IV.SON
bomboş sinema salonlarında gösterilen film biter
ve ben çeker giderim
cesedimi bavuluma aldım
ruhumu iliştirdiğim ön gözünde
belki bir aşklık daha yer vardır
belki bir ölümlük
bir direnişlik
bir dualık
sessiz sedasız hiçbir şey yapmadan oturmalık
belki bir daha görmeyeceğim birine
görüşmek üzere demelik
yada sadece yalnızlığımı
belli ki eğe büke
belli ki itiştire sıkıştıra sokacağım küçücük bir yer
kim bilir
belki de vardır.