Gideceğim buralardan beni otobüs duraklarında arama. Ne tabutta olacağım ne de gözyaşında. Ayaklarım öyle sessiz hareket edecek ki bastığım yerde ayak izimi bulamayacaksın. Uçurumun başında Allah'ım canımı al diye yalvarılmaz. Direkt kendini atarsın boşluğa duaya gerek kalmaz. Ama ben ölmeyeceğim ve yüksekte bir kar gibi birikeceğim. Çığ gibi düşeceğim derin uçurumlara. Kanım sopsoğuk akacak kar suları gibi. Sonra başımı kaldıracağım kardelenler gibi. Hiç boşuna uğraşma ölmeyeceğim. Daha tanışmadım ki ben güneşle ve ayla. Sana kara kış gibi hoşça kal diyeceğim. Sonra bahar gibi dünyamı güneşle ve nisan yağmurlarıyla dolduracağım. Toprak kokusunu duymadan girmeyeceğim mezara. Hayatın kiraz dolu ağaçlarında daldan dala atlayacağım. Bir kelebek bir kuş olacağım. Gökyüzüne doğru bir seyahat edeceğim. Beni basit dolmuş duraklarında arama. Bir bulutun içinde yağmur sularını içeceğim. Yüreğim temizlenecek yeryüzüne ait tozdan ve kirden. Sonra seni tertemiz duygularla seveceğim. Berrak suları içine çeker gibi akacağım yüreğinin en hararetli bölgelerine. Seni ne günahtan korkar gibi ne de cenneti ister gibi seveceğim. Bir çocuğun okuma yazmayı öğrenmesi gibi seveceğim seni. Seninle kuracağım cümlenin en temizini ağzım süt kokarken. Dilimde küfür yokken ve insanlar gölgelerini aydınlığıma indirmemişken, seninle söyleyeceğim kelimelerin en hasını. Bütün insanların yeşil bir ağaçken, kupkuru bir dala dönüştüğünü görmeden seninle inanacağım doğanın sesine. Kulak vereceğim dalga sesine, kuş sesine hayatıma daha yalanlar girmemişken.
Şimdi sen sus, insanlar sussun. Yağmurun sesini dinleyeceğim. Çimenler bir sözcük gibi dizilirken doğanın kitabında, sana yemyeşil şarkılar söyleyeceğim bir cırcır böceğinin ağzından.
Beni öldürmeye çalışma. Daha seni seveceğim. Seninle bir bulutun bir bulata çarpması gibi sağanak öncesi ve sonrası enerji dolu bir hayat yaşayacağım.
Şimdi sen sus insanlar sussun. Duymak istemekteyim kalbimin sesini, damarımda dolaşan kan sesini. En kötü şarkıları dinlerken daha düne kadar, şimdi en güzel besteler var dudaklarımda. Bırakın bağırmalar, çağırmalar sizde kalsın. Bana fırlatılan terliklerden kendime yeni br yol yapmaktayım. Şimdi başlamaktayım sesin en billurundan dereler akıtmaya. Sesim düşmeden toprağa şen dualar işleğinde, kendimi gömemem mezarın en güzeline. Susun! Suskunluğum sesinizle dağılmasın. Susun! Kulaklarım yer altı sularına çanak olsun. İçime dolsun dünyanın içsel sesleri. Yaşamak bir senfoni gibi aksın bana.
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
Gideceğim buralardan beni otobüs duraklarında arama. Ne tabutta olacağım ne de gözyaşında. Ayaklarım öyle sessiz hareket edecek ki bastığım yerde ayak izimi bulamayacaksın. Uçurumun başında Allah'ım canımı al diye yalvarılmaz. Direkt kendini atarsın boşluğa duaya gerek kalmaz. Ama ben ölmeyeceğim ve yüksekte bir kar gibi birikeceğim. Çığ gibi düşeceğim derin uçurumlara. Kanım sopsoğuk akacak kar suları gibi. Sonra başımı kaldıracağım kardelenler gibi.