şimdi;
kıyametidir sokaklar
kapısı kaldırıma açılan evlerin...
birinden sen çıksan
diğerinden ben
yürüsek kolkola
biter mi yalnızlıklar?..
şimdi;
havuzu boşalttım
inat bu ya
içine düştü balıklar...
şimdi;
çelme taktım azrailin müjdecisine
dirildi bütün hastalar...
sen boşuna dibinde beklersin darağacının
ipler çürük,örülmemiş urganlar...
şimdi;
asıl
tavuskuşunu öldüreceksin
açıldığı için kuyruk kanatlar...
iyi ama
yelpazenin iki ucunda "doğum ve ölüm" yazıyorsa
tavuskuşunun bunda ne günahı var?..
şimdi;
hepimizin yaptığı
geceyi beklemekti
bir türlü söyleyemedi bunu
gündüzden korkanlar!...
şimdi;
aşk bestesi belli,tek şarkıydı
söyleyip durdu tüm yaşayanlar...
ben arınınkini duydum
sen fareninkini derken
ne duyduğunu söylemedi öteki duyanlar...
şimdi;
oynatır yaprağını kiraz ağacı
bir kuş konar dalına
bir kiraz atar daldan aşağı
dibinde güzel çocuklar!...
onların sesinde
su yürür sabaha karşı
susar dağlar!...
şimdi;
pencereden giren gün
yansır aynalara...
aynada kocaman bir umut
boyar dudaklarını,yine kapkara...
"ışıt beni gece" diye yakarır
pervaza konan kuşlara...
onlarsa pır kanat
uçarlar uzaklara...ısınır uzaklar...
şimdi;
arkası yok hayatın
tutun, önünde dikildiğin zamana
elinde bir yığın kopça...
Not: Oresay'a ithafımdır.