] ] Kimse kusura bakmasın ama, bunları okuyanlara da, destek verenlere de, engellemeyenlere de, para kazandıranlara da, bunlara karşı bilinçlenmeyenlere de aşırı derecede kızgınım! Ya geçenlerde bi kaç yazı okudum. Ve artık kal! gelmek üzere. Bunun anlamı nedir tam olarak? Artık, bazı gazeteler referans gösterilir olmuş tezlerde. Bazı basın yayın organlarının, yazdıkları, iddiaları tezlerin ıspatı olarak gösterilir olmuş. Biz millet olarak bu kan emicilerin, bütün amaçlarının para olduğunu ne zaman anlayacağız. Birisi benden yana değil mi bu konuda? Yazının hangisi olduğunu belirtmeyeceğim ama, şunun iyi bilinmesi taraftarıyım; artık, o televizyondan, bu gazeteden okuduğumuz her şeyin, çıkar üzere yazıldığını, yazan ya da sunan radyo, tv, ya da gazetenin çıkarı hiç bi şekilde yoksa yazmayacağını. Bu iddiam için isteyen herkese somut somut! örnekler verebilirim. Milliyet gazetesinden, ya da sabah gazetesinden, ya da ne bilim milli gazeteden referans olurmu hiç!. Bizler iyi bilmeliyiz ki, Türkiye'de basn-yayın işi tamamen saçma bir düzlemde ilerliyor. Bunun da aslında çok basit bi sebebi var. Gazete ve televizyon patronlarının asıl işlerinin basın-yayın olmayışı. Adamların para kazandıkları sektör basın-yayın değil. Bunu bi kafamıza sokalım. Dolayısıyla kendi çıkarları doğrultusunda çok rahat bi şekilde kullanabiliyorlar. Tıpkı UZAN'ın bi televizyonu satın aldığında, reklam işlerini kafadan taşeron bir firmaya satıp, gelirini başka sektörde devam eden diğer bir firmaya aktarması gibi. Onların gazeteden ve televizyondan beklentileri, sadece ve sadece yeri ve zamanı geldiğinde kullanabilmek. Ve dolayısıyla, doğru düzgün programların olmayışı, doğru düzgün yazı dizileri ve köşe yazarlarının olmayışı suretiyle, halkımızın bilinçlenememesi veya yanlış bilinçlenmesi muhtemel oluyor. Buda onların işine gelen bi durum. Zira, bilinçli bir halka, rant elde etmek için, saçma sapan sunumların tutarlılığı, etkisel olarak çok düşük olur. Kısacası atlarını istedikleri gibi sürüyor bu adamlar.
Yazımın müsebbibi olan yazıda da Fatih Altaylı referans gösterilmiş. Fatih Altaylı kimdir Allah aşkına? Onun dediklerine ve araştırmalarına ne derece inanılır. Kendileri çok güvenilir bir insan mı? Madem birileri hakkında çok rahat iddialarda bulunuyor, bundan yaklaşık 5-6 yıl önce onun hakkında da bir köşe yazarı şöyle iddiada bulunmuştu, Fatih Bey bu durumu açıklasın önce, sonra biz kendisine inanalım; "Fatih Altaylı'nın bilmem neresine şişe sokulurken fotoğrafları var, bana o fotoğrafları ıspatla derlerse ıspatlarım. Bre or.... ço...., bakın annesine küfür etmiyorum, burada or.... kelimesini sıfat olarak kullanıyorum, -sokak çocuğu gibi bişey- bre or.... ço.... sen kim oluyorsun da, o kıza fahişe diyorsun". Evet, bir köşe yazarının metnini aktardım size. Ve çok iddialı bi köşe yazısı idi bu. Bildiğim kadarıyla da bu köşe yazısına cevap gelmedi Fatih Beyden. Hala daha cevapsız. Yoksa şişeler mevzuu olarak kalacak mı konu akıllarda...
O yüzden ben diyorum ki, kimsenin yazdığına direk olarak inanmamak lazım. Bi iddia varsa orta da, sahte olarak düzenlenebilir potansiyelinden yüzde yüz uzak kalmış belgelerle ıspatlansın. Biz ondan sonra inanalım. Daha mantıklı olmaz mı? Ayrıca, unutmayın ki, insanlar genelde gündemde olan insanları eleştirirler. Zira gündemde olan insanların hataları hep gündemdedir. Ve çalışan insan hata yapar. Hata yapmıyorsa bir insan, çalışmıyor demektir. Sadece, sonuç olarak bu hataların getiri ve götürülerini hesaplayalım biz vatandaş olarak, gerisi hikaye... Şişesiz akşamların tadını çıkarın....
Dualarımla....